Translation of "Kalıntıları" in English

0.003 sec.

Examples of using "Kalıntıları" in a sentence and their english translations:

- Tom'un kalıntıları asla kurtarılamadı.
- Tom'un kalıntıları asla ortaya çıkarılmadı.

Tom's remains were never recovered.

Taş Devri kalıntıları keşfedildi.

The Stone Age ruins were discovered.

Uzaktaki antik kalıntıları görebilirsiniz.

You can see the ancient ruins in the distance.

İnsan şehirleri kalıntıları Dünyayı benekler.

The remains of human cities dot the Earth.

Bu arkeologlar antik kalıntıları inceliyor.

These archeologists study ancient ruins.

Kazı sırasında insan kalıntıları bulundu.

Human remains were found during the excavation.

Bunlar bir hayvanın kalıntıları değil.

These are not the remains of an animal.

O deponun kalıntıları içinden geçmek zorundasınız,

you are forced to walk through the remains of the warehouse,

Dede ve ninelerinin kalıntıları bu kilisededir.

The relics of your grandparents are in this church.

İnsan kalıntıları içeren bir kutuyu kazarak çıkardılar.

They dug up a box containing human remains.

Sami o evin bodrumunda insan kalıntıları keşfetti.

Sami discovered human remains in the basement of that house.

O kış, Sırp Ordusu'nun kalıntıları Arnavut dağlarından kaçmak. Onların

Bir zamanlar Sırp İmparatorluğunun topraklarının kalıntıları üzerinde tutmak istiyorlar.

of what was once, the Serbian Empire.

Ben terk edilmiş bir köyün kalıntıları yanında kamp kurdum.

I camped near the ruins of an abandoned village.

Tüplü dalgıçlar suyun altında altın paralar, antik kalıntılar, soyu tükenmiş hayvanların kalıntıları dahil birçok ilginç şeyler buldu.

Scuba divers have found many interesting things under water including gold coins, ancient ruins, and fossils of extinct animals.