Translation of "Kızgınlık" in English

0.004 sec.

Examples of using "Kızgınlık" in a sentence and their english translations:

Kızgınlık

any frustration

- Yüzündeki kızgınlık yanlış anlaşılamazdı.
- Yüzündeki kızgınlık belirgindi.

The anger in her face was unmistakeable.

Biraz kızgınlık hissedebilirler.

They may feel some resentment.

Kızgınlık, üzüntü, hayal kırıklığı

the feelings of anger, and sadness, and disappointment

Kızgınlık, gerekçesinin görülmesini engelledi.

Anger deprived him of his reason.

Haksız eleştirine karşı kızgınlık hissediyorum.

I feel resentment against your unwarranted criticism.

Tom hiç kızgınlık belirtisi göstermedi.

Tom showed no signs of being upset.

çünkü bu salonda ağır basan duygu, kızgınlık.

because the overwhelming emotion in this room is one of irritation.

Yüksek vergiler hakkında büyük bir kızgınlık vardı.

There was enormous resentment over high taxes.

Yani hayvan beyninde kızgınlık gibi bir şey var

So there is something like anger in the animal brain,