Translation of "Kızının" in English

0.006 sec.

Examples of using "Kızının" in a sentence and their english translations:

Kızının ağladığını gördüm.

I saw his daughter was crying.

Kızının kocasına yazdı.

He wrote to his daughter's husband.

Kızının giyinmesine yardım etti.

She helped her daughter get dressed.

Kızının benimle evlenmesini isteyeceğim.

I'm going to ask your daughter to marry me.

Tom kızının resmine baktı.

Tom stared at the picture of his daughter.

Tom kızının yüzünü seviyor.

Tom loves his daughter's face.

Tom kızının yanına oturdu.

Tom sat down next to his daughter.

Senin kızının adı nedir?

What is your daughter's name?

Tom kızının evlenmesini istiyor.

Tom wants his daughter to get married.

Kızının ölümü üzerine ağladı.

He wept over his daughter's death.

Tom kızının saçlarını fırçaladı.

Tom brushed his daughter's hair.

Tom kızının saçını ördü.

Tom braided his daughter's hair.

Bir arkadaşım kızının fotoğrafını gönderdi.

a friend of mine sent this photo of her daughter.

Her gün kızının odasını toplar.

She tidies her daughter's room every day.

Kızının dışarı çıkmasına engel olamadı.

She could not keep her daughter from going out.

Tom'un kızının erkek arkadaşı Kanadalı.

Tom's daughter's boyfriend is Canadian.

O, kızının cinlenmiş olduğunu düşünüyordu.

She thought that her daughter was possessed.

Tom Maria'nın kızının babası mı?

Is Tom the father of Maria's daughter?

Tom, Mary'nin kızının kaçırılmasına katıldı.

Tom took part in the kidnapping of Mary's daughter.

Bugün senin kızının doğum günü.

Today is your daughter's birthday.

Kızının bir mide ağrısı var.

Her daughter has a stomachache.

Kızının düğünü hakkında öğrenmedin mi?

Didn't you find out about your daughter's wedding?

Sami kızının velayetini almaya çalıştı.

Sami attempted to get his daughter's custody.

Sami, kızının en büyük savunucusudur.

Sami is his daughter's biggest defender.

Sami, kızının önünde Leyla'yı yumrukladı.

Sami punched Layla in front of her daughter.

O, kızının ağladığını bir bakışta gördü.

He saw at a glance that his daughter had been crying.

Tom kızının uyuması için şarkı söyledi.

Tom sang his daughter to sleep.

Tom eğildi ve kızının alınını öptü.

Tom leaned over and kissed his daughter's forehead.

Kızının mezuniyetinde Mary mutluluğunu dile getirdi.

Mary expressed her happiness when her daughter graduated.

Onların kızının doğumunda onları tebrik ettim.

I congratulated them on the birth of their daughter.

O, kızının geceleyin dışarı çıkmasını istemedi.

She didn't want her daughter to go out at night.

Tom tek kızının ölümünden çok etkilendi.

Tom was greatly affected by the death of his only daughter.

O kızının ağladığını bir bakışta gördü.

She saw at a glance that her daughter had been crying.

Anne, kızının saçına bir kurdele bağladı.

The mother tied a ribbon in her daughter's hair.

Kızının ölümünü duyunca tamamen yere yığıldı.

He broke down completely on hearing of his daughter's death.

Fadıl, kızının başka erkeklerle olacağını önemsemedi.

Fadil didn't mind that his girl would be with other men.

Mary kızının eve geri dönmesini bekliyor.

Mary is waiting for her daughter to come back home.

Leyla, kızının Sami'yi tekrar görmesini yasakladı.

Layla forbade her daughter from seeing Sami again.

Leyla kızının onunla birlikte kalmasını istedi.

Layla wanted her daughter to stay with her.

Tom kızının John'la çıktığını önemsiyor gibi görünmüyor.

Tom doesn't seem to mind that his daughter is dating John.

Mary kızının arkadaşı için bir hediye aldı.

Mary bought a present for her daughter's friend.

Babası olarak kızının eğitimi için para ödemelidir.

As a father he must pay for his daughter's education.

Tom kızının düğününe katılmak için Boston'a uçtu.

Tom flew to Boston to attend his daughter's wedding.

Dan, kızının kaçırılıp tecavüze uğradığını polise bildirdi.

Dan reported to the police that his daughter had been abducted and raped.

Kralın kızının atına Falada deniliyordu ve konuşabiliyordu.

The horse of the King's daughter was called Falada, and could speak.

Tom, kızının danstan eve geri dönmesini bekliyor.

Tom is waiting for his daughter to come back home from the dance.

Tom'un kızının güzel olup olmadığını merak ediyorum.

I wonder if Tom's daughter is pretty.

Sami, Leyla'nın iki kızının üvey babası oldu.

Sami became stepfather to Layla's two girls.

Sami o hastane odasında kızının yanında kaldı.

Sami stayed beside his daughter in that hospital room.

- Tom muhtemelen kızının evlendiğini görecek kadar uzun yaşamayacak.
- Tom muhtemelen kızının evlendiğini görmek için yeterince uzun yaşamayacak.

Tom probably won't live long enough to see his daughter get married.

Lisa iki kızının da okul ve forma masraflarını

Lise can afford her two daughters' school tuition

Baba kızının canını kurtarmak için kendi canını verdi.

The father gave his own life in order to save his daughter's.

O, kızının on altı yaşında hamile olmasını istemiyordu.

She didn't want her daughter to be pregnant at the age of sixteen.

O, kızının mağaza soygunculuğu yaptığını duyduğuna şok oldu.

He was shocked to hear that his daughter had shoplifted.

Baba kızının kızlığını bozan adamdan intikam almak istedi.

The father asked for revenge against the man who deflowered his daughter.

Tom polisi aradı ve kızının kayıp olduğunu bildirdi.

Tom called the police and reported that his daughter was missing.

Tom, kızının dilini deldirmiş olduğunu fark ettiğinde dehşete düştü.

Tom was horrified when he noticed that his daughter had had her tongue pierced.

Kızının doğum gününü kutlamak için akşam yemeğinde arkadaşımın evindeydim.

I was at my friend's house for dinner to celebrate his daughter's birthday.

Tom'un kızının düğünündeki içkiler ona çok pahalıya mal oldu.

- The drinks at Tom's daughter's wedding cost him a packet.
- The drinks at Tom's daughter's wedding cost him a bundle.

Tom kızının hafta sonlarında dışarı çıkmasına bile izin vermiyor.

Tom doesn't even let his daughter go out on weekends.

O, kızının erkek arkadaşını kabul etmek için hiçbir çaba harcamadı.

He made no effort to accept his daughter's boyfriend.

Tom kızının ona bir resim çizmesinden mutluydu ve bütün gün bunun hakkında düşündü.

Tom was happy that his daughter drew him a picture and he thought about it all day.