Translation of "Isteyeceğim" in English

0.127 sec.

Examples of using "Isteyeceğim" in a sentence and their english translations:

Tom'la konuşmak isteyeceğim.

I'm going to want to talk to Tom.

Onların beklemesini isteyeceğim.

I'll ask them to wait.

Onun beklemesini isteyeceğim.

I'll ask him to wait.

Tom'dan izin isteyeceğim.

I'll ask Tom for permission.

Tom'dan ayrılmasını isteyeceğim.

I'll ask Tom to leave.

Tom'un taşınmasını isteyeceğim.

I'm going to ask Tom to move out.

- Senden görevini yapmanı isteyeceğim.
- Sizden görevinizi yapmanızı isteyeceğim.

I'm going to ask you to do your duty.

Yeni bir masa isteyeceğim.

I'm going to ask for a new desk.

Kızının benimle evlenmesini isteyeceğim.

I'm going to ask your daughter to marry me.

Tom Jackson'ın imzasını isteyeceğim.

I'm going to ask for Tom Jackson's autograph.

Mary'nin benimle evlenmesini isteyeceğim.

I'm going to ask Mary to marry me.

Sessiz olmazsan ayrılmanı isteyeceğim.

If you're not quiet, I'm going to ask you to leave.

Onların sana katılmasını isteyeceğim.

I'll ask them to join you.

Onun sana katılmasını isteyeceğim.

I'll ask him to join you.

Ben Babamdan para isteyeceğim.

I'll ask my father for money.

Ben annemden para isteyeceğim.

I'll ask my mother for money.

Tom'dan biraz para isteyeceğim.

I'll ask Tom for some money.

Tom'dan bunu yapmasını isteyeceğim.

I'll ask Tom to do that.

Tom'un bizi beklemesini isteyeceğim.

I'll ask Tom to wait for us.

- Sadece bir iyilik daha isteyeceğim.
- Bir iyilik daha isteyeceğim sadece.

I only have one more favor to ask.

Fikrini istediğim zaman, onu isteyeceğim.

When I want your opinion, I'll ask for it.

Ben ikinizin de ayrılmasını isteyeceğim.

I'm going to ask you both to leave.

Sanırım Mary'nin benimle evlenmesini isteyeceğim.

I think I'll ask Mary to marry me.

Erkek kardeşimin beni götürmesini isteyeceğim.

I'll ask my brother to give me a ride.

Sanırım Tom'dan biraz tavsiye isteyeceğim.

I think I'll ask Tom for some advice.

Onların bana yardım etmesini isteyeceğim.

I'll ask them to help me.

Onun bana yardım etmesini isteyeceğim.

I'll ask him to help me.

Bugün Tom'un yemek pişirmesini isteyeceğim.

I'll ask Tom to cook today.

Bir süre için buralarda kalmanı isteyeceğim.

I'm going to ask you to stay around for a while.

Bir gün ülke dışına uçmak isteyeceğim.

One day I'll want to fly outside the country.

Tom'dan bana biraz para vermesini isteyeceğim.

I'll ask Tom to give me some money.

Babamın bana biraz para vermesini isteyeceğim.

I'll ask my father to give me some money.

Tom'un onu senin için yapmasını isteyeceğim.

I'll ask Tom to do that for you.

Yarın mektupları daktiloyla yazmasını Mary'den isteyeceğim.

I will ask Mary to type the letters tomorrow.

Bunu yapmak için Tom'dan izin isteyeceğim.

I'll ask Tom for permission to do that.

Sanırım Tom'un onu yapmayı durdurmasını isteyeceğim.

- I think that I'm going to ask Tom to stop doing that.
- I think I'm going to ask Tom to stop doing that.

Tom'dan onu Mary için yapmasını isteyeceğim.

I'll ask Tom to do that for Mary.

Tom'dan benimle öğle yemeği yemesini isteyeceğim.

I'm going to ask Tom to eat lunch with me.

Tom'dan Mary için onu yapmasını isteyeceğim.

I'm going to ask Tom to do that for Mary.

Tom'dan bizim için bilet almasını isteyeceğim.

I'll ask Tom to buy some tickets for us.

Yarın saat üçte Tom'un seni karşılamasını isteyeceğim.

I'll ask Tom to meet you tomorrow at three o'clock.

Tom'dan sana yiyecek bir şeyler getirmesini isteyeceğim.

I'll ask Tom to get you something to eat.

- Tom'un beklemesini rica edeceğim.
- Tom'un beklemesini isteyeceğim.

I'll ask Tom to wait.

Bina yöneticisinden ön koridordaki sızıntıyı görmesini isteyeceğim.

I'll ask the super to see about the leak in the front hallway.

Sanırım Tom'un onu yapmama yardım etmesini isteyeceğim.

- I think I'll ask Tom to help me do that.
- I think that I'll ask Tom to help me do that.

Sanırım Tom'un otları çekmemize yardım etmesini isteyeceğim.

I think I'll ask Tom to help us pull weeds.

O sizi rahatsız ediyorsa, onun gitmesini isteyeceğim.

If she annoys you, I'm going to ask her to leave.

Daha sonra sana bazı sorular sormak isteyeceğim.

I'll want to ask you some questions later.

Tom'un bizim için bilet satın almasını isteyeceğim.

I'll ask Tom to buy tickets for us.

Tom'un sana yiyecek bir şey yapmasını isteyeceğim.

I'll ask Tom to make you something to eat.

Tom'un bana nasıl araba süreceğimi öğretmesini isteyeceğim.

I'll ask Tom to teach me how to drive.

Tom'dan bizim için bir şeyler pişirmesini isteyeceğim.

I'll ask Tom to cook something for us.

şimdi sizden, kendinizi bu şekilde hayal etmenizi isteyeceğim.

then I'm going to ask you to try and imagine your way into it right now.

Sanırım Tom'un bahçenin otlarını temizlememize yardım etmesini isteyeceğim.

I think I'll ask Tom to help us weed the garden.

Tom'dan bunu yapmam için bana yardım etmesini isteyeceğim.

I'll ask Tom to help me do that.

Onunla yarın telefonda görüşüp bize yardım etmesini isteyeceğim.

I'll get in touch with him by telephone tomorrow and ask him to give us a hand.

Tom'un yarın sabah senin için biraz zaman yaratmasını isteyeceğim.

I'll ask Tom to make some time for you tomorrow morning.

Bir sonraki yaz tatilinde büyükbabamın beni oraya götürmesini isteyeceğim.

I'll ask my grandfather to take me there during the next summer vacation.

Eğer sen meşgulsen başka birinin bana yardım etmesini isteyeceğim.

If you're busy, I'll ask someone else to help me.

Yarın saat 2.30'da Tom'un bizi burada karşılamasını isteyeceğim.

I'll ask Tom to meet us here tomorrow at 2:30.

Neden bir milyon yıl içinde öyle bir şey yapmak isteyeceğim?

Why in a million years would I want to do something like that?

Eğer bu senin için çok zorsa, onu Tom'un yapmasını isteyeceğim.

If it's too hard for you, I'll ask Tom to do it.

O tamamen güvenilmez olduğu için yardım isteyeceğim son kişi odur.

He's the last person I would ask help from, because he is completely unreliable.

Onun bir imzasını isteyeceğim. Yazmak için bir şeyin var mı?

I'm going to ask him for an autograph. Do you have anything to write with?

- Sen evlenmek istediğim kişide birisin.
- Sen evlenilecek birisin.
- Sen evlenmek isteyeceğim türde birisin.

You're the kind of person I'd like to marry.