Translation of "Kıpırdamadan" in English

Kıpırdamadan otur.

Sit still.

Kıpırdamadan duracaksın.

- You stay put.
- You'll stay put.

Kıpırdamadan duruyorum.

I'm staying put.

Hiç kıpırdamadan durarak...

Standing completely still,

Kıpırdamadan saklanmaya çalıştı.

She kept still and tried to hide.

Şimdilik kıpırdamadan dur.

Stay put for now.

Tom kıpırdamadan duruyor.

Tom is staying put.

Kıpırdamadan sessizce dinledi.

He stood motionless, listening carefully.

Bir saniye kıpırdamadan otur.

- Hang on a second.
- Sit tight for a second.

Şimdi sadece kıpırdamadan dur.

Now just stay put.

Tom'un kıpırdamadan durma sorunu var.

Tom has trouble standing still.

- Hareketsiz yat.
- Kıpırdamadan yat.
- Kımıldamadan yat.

Lie still.