Translation of "Küçüğü" in English

Düşmanın küçüğü olmaz.

There is no little enemy.

Büyük balık küçüğü yer.

The great fish eat the small.

O, sorunlarımızın en küçüğü.

That's the least of our problems.

Tom üçünün en küçüğü.

- Tom's the smallest of the three.
- Tom is the smallest of the three.

O, sorunlarının en küçüğü.

That's the least of your problems.

Bunu kardeşlerin en küçüğü söyledi.

The smaller of the brothers said this.

Kız kardeşlerden hangisi en küçüğü?

Which of the sisters is the youngest?

Mary üç kız kardeşin en küçüğü.

Mary is the youngest of the three sisters.

Ailenin en küçüğü olmak kolay değildir.

- It's not easy being the youngest in the family.
- It isn't easy being the youngest in the family.

Tanrı büyüğü gündüze, küçüğü geceye egemen olacak iki büyük ışığı ve yıldızları yarattı.

And God made two great lights: a greater light to rule the day; and a lesser light to rule the night: and the stars.

Ve 34 yaşındaki Davout, yeni Mareşallerinin en küçüğü oldu. Dahil olması birçokları için bir sürprizdi

and Davout, aged 34, became the youngest of its  new Marshals. His inclusion was a surprise to