Translation of "Köprüye" in English

Köprüye kadar seninle gideceğim.

I'll go with you as far as the bridge.

Onlar köprüye doğru yürüdü.

They walked toward the bridge.

Beni köprüye götürebilir misin?

Can you get me to the bridge?

Geçici bir köprüye ihtiyacın olacak.

You'll need a temporary bridge.

Yeni köprüye büyük miktarda para harcandı.

- Large amounts of money were spent on the new bridge.
- A large amount of money was spent on the new bridge.

Hiçbir yolcunun köprüye girmesine izin verilmiyor.

No passengers are allowed on the bridge.

Adanın köprüye değil hastaneye ihtiyacı var.

The island needs a hospital, not a bridge.

Yeni köprüye Rainbow Bridge adı verildi.

The new bridge was named Rainbow Bridge.

Biz o köprüye ulaştığımızda onu yakacağız.

We'll burn that bridge when we come to it.

Demir köprüye varıncaya kadar nehir boyunca yürüdüm.

I walked along the river until I got to the iron bridge.

Londra halkı bu köprüye sahip olmaktan gurur duyuyor.

The people of London are very proud of this bridge.