Translation of "Köpeğine" in English

0.041 sec.

Examples of using "Köpeğine" in a sentence and their english translations:

Köpeğine bakmalısın.

You must take care of your dog.

Köpeğine ne oldu?

What's become of your dog?

Köpeğine ne verdin?

What did you feed your dog?

Tom köpeğine sarıldı.

Tom hugged his dog.

Tom köpeğine baktı.

Tom looked at his dog.

Köpeğine ne diyorsun?

What do you call your dog?

Köpeğine kim bakacak?

Who will look after your dog?

Köpeğine kendin bakmalısın.

You must take care of your dog yourself.

Sami köpeğine saldırdı.

Sami lashed out at his dog.

- Tom'a köpeğine bakacağımı söyledim.
- Tom'a onun köpeğine bakacağımı söyledim.

I told Tom I'd look after his dog.

Köpeğine gündüz halası bakıyor.

His aunt takes care of his dog during the day.

Köpeğine kendisi bakmak zorundaydı.

He had to take care of his dog himself.

Hiç köpeğine vurdun mu?

Have you ever beaten your dog?

Köpeğine bakmamı ister misin?

Do you want me to take care of your dog?

Senin köpeğine alerjim var.

I'm allergic to your dog.

Senin köpeğine ne oldu?

What happened to your dog?

Tom köpeğine banyo yaptırdı.

Tom gave his dog a bath.

Sami, Leyla'nın köpeğine bakıyordu.

Sami cared for Layla's dog.

Tom köpeğine su verdi.

- Tom gave his dog water.
- Tom gave water to his dog.

Yemeğinden artanları köpeğine verdi.

He fed his leftovers to his dog.

Tom köpeğine kötü davranır.

Tom mistreats his dog.

Tom köpeğine kötü davrandı.

Tom mistreated his dog.

- Tom, köpeğine Cookie ismini verdi.
- Tom, köpeğine Cookie ismini koydu.

Tom named his dog Cookie.

Köpeğine iyi bir arkadaş buldu.

He found a good companion in his dog.

Tom sadece köpeğine bakmanı istiyor.

Tom just wants you to take care of his dog.

Hâlâ köpeğine bakmamızı istiyor musun?

Do you still want us to take care of your dog?

Köpeğine neden Cookie adını verdin?

Why did you name your dog Cookie?

Tom köpeğine bir kemik verdi.

- Tom gave a bone to his dog.
- Tom gave his dog a bone.

Tom köpeğine bazı hileler öğretti.

- Tom taught his dog some tricks.
- Tom taught some tricks to his dog.

George köpeğine bir zincir taktı.

George put a chain on the dog.

Köpeğine iyi bakacağıma söz veriyorum.

- I promise I'll take good care of your dog.
- I promise that I'll take good care of your dog.

Tom köpeğine bir sopa fırlattı.

Tom threw a stick for his dog.

Endişelenme. Senin için köpeğine bakacağım.

Don't worry. I'll look after your dog for you.

Köpeğine hiç banyo yaptırmıyor musun?

Don't you ever give your dog a bath?

Kız kardeşinin köpeğine ne denir?

What is your sister's dog called?

Maria köpeğine Rex adını verdi.

Maria named her dog Rex.

Tom köpeğine biraz ekmek attı.

- Tom tossed his dog some bread.
- Tom tossed some bread to his dog.

Tom'un köpeğine evde izin verilmez.

Tom's dog isn't allowed in the house.

Köpeğine kalmasını söyledin, değil mi?

You told the dog to stay, didn't you?

O, köpeğine Rex adını verdi.

He named his dog Rex.

Mary köpeğine Rex adını verdi.

Mary named her dog Rex.

Ken köpeğine orada beklemesini söyledi.

Ken told his dog to wait there.

O, köpeğine Popeye adını verdi.

He named his dog Popeye.

Mike köpeğine Spike adını verdi.

Mike named his dog Spike.

Tom köpeğine çok iyi bakmıyor.

Tom doesn't take very good care of his dog.

Tom'un köpeğine davranış biçiminden hoşlanmadım.

- I didn't like the way Tom treated his dog.
- I didn't like the way that Tom treated his dog.

Sen Boston'dayken köpeğine kim bakacak?

Who'll take care of your dog while you're in Boston?

Köpeğine bir parça et verdi.

He gave his dog a piece of meat.

Tom köpeğine yiyecek bir şey verdi.

Tom gave his dog something to eat.

Tom köpeğine bir pire tasması taktı.

Tom put a flea collar on his dog.

- Köpeğini nasıl çağırıyorsun?
- Köpeğine nasıl sesleniyorsun?

How do you call your dog?

Eski köpeğine Cookie adı verilmedi mi?

Wasn't your old dog named Cookie?

Onlar tatildeyken komşuları onların köpeğine baktı.

While they were on vacation, their neighbors cared for their dog.

Mifunei, köpeğine Maggy May adını verdi.

Mifune has named his dog Maggy May.

Dan'ın pitbulu Lindanın küçük köpeğine saldırdı.

Dan's pitbull attacked Linda's small dog.

Tom, Mary'nin köpeğine davranma tarzını sevmiyor.

Tom doesn't like the way Mary treats her dog.

Tom Mary'nin köpeğine ne yedireceğini bilmiyor.

Tom doesn't know what to feed Mary's dog.

Tom yavru köpeğine Cookie adını verdi.

Tom named his puppy Cookie.

Tom köpeğine bir parça et verdi.

Tom gave his dog a piece of meat.

Tom, köpeğine yılbaşı hindisinden artanlardan verdi.

Tom gave his dog a piece of leftover Christmas turkey.

Tom'un senin köpeğine taşlar attığını gördüm.

I saw Tom throwing rocks at your dog.

Köpeğine artan pizzadan bir parça verdi.

He gave his dog a piece of leftover pizza.

Tom bazen köpeğine masadan artanları veriyor.

Tom sometimes feeds his dog table scraps.

Onun köpeğine onun tarafından Popeye adı verildi.

His dog was named Popeye by him.

Tom köpeğine serbest koşması için izin verdi.

Tom allowed his dog to run free.

Tom bekçi köpeğine bir parça et attı.

Tom threw a piece of meat to the watchdog.

Tom Mary'ye köpeğine baktığı için teşekkür etti.

Tom thanked Mary for taking care of his dog.

O hapiste iken Tom, Mary'nin köpeğine baktı.

Tom took care of Mary's dog while she was in jail.

Tom köpeğine baktı ve köpeği ona baktı.

Tom looked at his dog and his dog looked at him.

Köpeğine ters takla atmayı öğreterek arkadaşlarını şaşırt.

Astonish your friends by teaching your dog to do backflips!

- Tom köpeğini besledi.
- Tom köpeğine mama verdi.

Tom fed his dog.

- Köpeğine kim bakacak?
- Bizim köpeğe kim bakacak?

- Who is going to look after our dog?
- Who's going to look after our dog?

Tom'un Mary'ye köpeğine ne olduğunu söyleyecek yüzü yoktu.

Tom didn't have the heart to tell Mary what had happened to her dog.

Köpeğine araba çarpan çocuk 3 gündür okula gelmedi.

The boy whose dog was hit by a car has not been to school for 3 days.

Tom, o yokken köpeğine bakmaya istekli olup olmayacağımı sordu.

Tom asked if you'd be willing to take care of his dog while he was away.

Bir muhabir, onun azgın bir bulldog köpeğine benzediğini söyledi.

One reporter said he looked like a fierce bulldog.

O, bütün mobilyasını sattı, böylece kendine ve köpeğine bakabildi.

She sold all of her furniture, so she could afford to feed herself and her dog.

Tom köpeğine her zaman ortak alanlarda bir tasma takar.

Tom always keeps his dog on a leash in public areas.

- Kız kardeşinin köpeğinin adı ne?
- Kız kardeşinin köpeğine ne denir?

- What is your sister's dog called?
- What's your sister's dog's name?

- Tom, köpeğinin adını Rex koydu.
- Tom köpeğine Rex adını verdi.

Tom named his dog Rex.

Tom köpeğine Cookie ya da Pochi adını verip vermeyeceğine karar veremedi.

Tom couldn't decide whether to name his dog Cookie or Pochi.

- Tom dün köpeğine yemek vermeyi unuttu.
- Tom dün köpeğini beslemeyi unuttu.

Tom forgot to feed his dog yesterday.

- Tom köpeğine tasma aldı.
- Tom köpeği için bir tasma satın aldı.

Tom bought a collar for his dog.

- Tom köpeğini zapt edemiyordu.
- Tom köpeğini kontrol edemedi.
- Tom köpeğine hâkim olamadı.

Tom couldn't control his dog.

- Senin köpeğinin beni ısırmasına izin verme.
- Köpeğinin beni ısırmasına izin verme.
- Köpeğine beni ısırtma.

Don't let your dog bite me.

Sadece tüm insanlar akraba değildir, yeterince geriye gidersen senin de köpeğine akraba olacağını keşfedeceksin.

Not only are all humans related, if you go back far enough you'll find you're also related to your dog.

- Tom Mary uzaktayken onun köpeğiyle ilgilendi.
- Tom Mary uzaktayken onun köpeğine göz kulak oldu.
- Tom Mary yokken onun köpeğiyle ilgilendi.

Tom took care of Mary's dog while she was away.