Translation of "Saldırdı" in English

0.020 sec.

Examples of using "Saldırdı" in a sentence and their english translations:

O, saldırdı.

He jumped on.

Düşmana saldırdı.

She attacked the enemy.

Akıncılar yine saldırdı!

Akinjis launched another attack!

Ordumuz krallığa saldırdı.

Our army attacked the kingdom.

Düşman kasabaya saldırdı.

The enemy attacked the town.

Tom, Mary'ye saldırdı.

Tom attacked Mary.

Dan Linda'ya saldırdı.

Dan assaulted Linda.

Oyuncu hakeme saldırdı.

The player attacked the referee.

Birisi Tom'a saldırdı.

Someone attacked Tom.

Tom bana saldırdı.

Tom attacked me.

Süvari, düşmana saldırdı.

The cavalry charged the enemy.

Düşman arkadan saldırdı.

The enemy attacked from behind.

Düşman öfkeyle saldırdı.

The enemy attacked furiously.

Sana kim saldırdı?

Who attacked you?

Biri bize saldırdı.

Someone attacked us.

Biri onlara saldırdı.

Someone attacked them.

Biri bana saldırdı.

Someone attacked me.

Biri ona saldırdı.

- Someone attacked him.
- Somebody attacked him.

Köpek üçümüze saldırdı.

The dog attacked the three of us.

Kabil, Habil'e saldırdı.

Cain attacked Abel.

Kurt, kuzuya saldırdı.

The wolf attacked the lamb.

Mary Tom'a saldırdı.

Mary attacked Tom.

O, ona saldırdı.

She attacked him.

Onlar düşmana saldırdı.

They attacked the enemy.

Birisi bana saldırdı.

Somebody attacked me.

Biri Tom'a saldırdı.

Somebody attacked Tom.

Fadıl, Leyla'ya saldırdı.

Fadil assaulted Layla.

Sami, Leyla'ya saldırdı.

Sami assaulted Layla.

Sami köpeğine saldırdı.

Sami lashed out at his dog.

Köpek, Tom'a saldırdı.

The dog attacked Tom.

Karşı ezici zaferine saldırdı .

over the Prussians at Jena.

Köpek küçük çocuğa saldırdı.

The dog attacked the little boy.

Düşman bize gece saldırdı.

The enemy attacked us at night.

Öfkeli kalabalık binaya saldırdı.

The angry mob attacked the building.

O bana arkadan saldırdı.

He attacked me from the rear.

Onlar neden sana saldırdı?

Why did they attack you?

Onlar neden bize saldırdı?

Why would they attack us?

Tom, Mary'ye arkadan saldırdı.

Tom attacked Mary from behind.

Tom'un köpeği Mary'ye saldırdı.

Tom's dog attacked Mary.

Tom sana neden saldırdı?

Why did Tom attack you?

Güney gazeteleri Lincoln'a saldırdı.

Southern newspapers attacked Lincoln.

Sonra Almanlar yine saldırdı.

Then the Germans struck again.

O, yumruklarıyla ona saldırdı.

She attacked him with her fists.

Zombiler jogging yapanlara saldırdı.

The zombies attacked the joggers.

Tom'un köpeği bana saldırdı.

Tom's dog attacked me.

Tom birden Mary'ye saldırdı.

Tom suddenly attacked Mary.

- Sonunda, ocağın sekizinde, Britanyalılar saldırdı.
- Sonunda, sekiz ocakta Britanyalılar saldırdı.

Finally, on January eighth, the British attacked.

öldürülene kadar iki eliyle saldırdı.

lashing out with both hands until he was killed.

Ordumuz gece boyunca düşmana saldırdı.

Our army attacked the enemy during the night.

Vahşi bir köpek kıza saldırdı.

A fierce dog attacked the girl.

Elinde bir bıçakla bana saldırdı.

He came at me with a knife in his hand.

Barbarlar saldırdı ve şehrimizi yağmaladı.

The barbarians raped and pillaged our city.

O, güçlü tartışmalarla Tom'a saldırdı.

He attacked Tom with strong arguments.

Bir eşekarısı sürüsü çocuklara saldırdı.

A swarm of wasps attacked the children.

Tom bir hançerle Mary'ye saldırdı.

Tom attacked Mary with a dagger.

Dan siyah bir öğrenciye saldırdı.

Dan attacked a black student.

O, konuşmasında hükümetin politikasına saldırdı.

He attacked the government's policy in his speech.

Bir grup kurt, gezginlere saldırdı.

A pack of wolves attacked the traveler.

Grant Vicksburg'a birkaç kez saldırdı.

Grant attacked Vicksburg several times.

Tom bir bıçakla Mary'ye saldırdı.

Tom attacked Mary with a knife.

Leyla bir bıçakla Sami'ye saldırdı.

Layla attacked Sami with a knife.

Sami oradaydı ve Leyla'ya saldırdı.

Sami was there and he assaulted Layla.

- Maskeli bir grup adam Tom'a saldırdı.
- Maske takmış bir grup adam Tom'a saldırdı.

A group of men wearing masks attacked Tom.

Sırbistan'da Türk akıncıları güney Macaristan'a saldırdı

In Serbia, Turkish akinjis responded with raids of their own, spreading devastation

Soyguncu bir arka sokakta ona saldırdı.

The robber attacked her on a back street.

Tom bana elindeki bir bıçakla saldırdı.

Tom came at me with a knife in his hand.

Bir eşek arısı sürüsü çocuklara saldırdı.

A swarm of hornets attacked the children.

Dan'ın pitbulu Lindanın küçük köpeğine saldırdı.

Dan's pitbull attacked Linda's small dog.

Bir hafta sonra, Almanya Polanya'ya saldırdı.

A week later, Germany attacked Poland.

O, bir makas ile ona saldırdı.

She attacked him with a pair of scissors.

Sami bir öğrenciye saldırdı ve hırpaladı.

Sami assaulted and battered a student.

Hızla düzen koydu, tersine çevirdi ve saldırdı.

He quickly imposed order, turned it around, and attacked.

Adam onu öldürmek niyeti ile ona saldırdı.

The man attacked her with the intention of killing her.

Gençlerden oluşan bir grup yaşlı adama saldırdı.

A group of youths attacked the old man.

On beş bin göçmen Kanal Tüneli'ne saldırdı.

Fifteen hundred migrants stormed the Channel Tunnel.

1683 yılında Türkler ikinci kez Viyana'ya saldırdı.

In 1683 the Turks attacked Vienna for the second time.

Tom hapishane bahçesinde bir çatalla John'a saldırdı.

Tom attacked John with a fork in the prison yard.

John Brown yaklaşık yirmi adamla birlikte saldırdı.

John Brown had attacked with about twenty men.

O, bir beyzbol sopası ile ona saldırdı.

She attacked him with a baseball bat.

Fadıl dokuz yaşındaki bir kıza vahşice saldırdı.

Fadil savagely assaulted a nine-year-old girl.

Friedland yakınlarında bulduğunda saldırdı. Kolay bir zafer bekliyordu.

near Friedland, he attacked.  He expected an easy victory.

Saltanovka'da Bagration'ın İkinci Ordusu'na saldırdı, ancak kaçışını engelleyemedi

He mauled Bagration’s Second Army at  Saltanovka, but could not prevent its  

Japonlar 7 Aralık 1941 tarihinde Pearl Harbor'a saldırdı.

The Japanese attacked Pearl Harbor on December 7, 1941.

General Montcalm 1757'de birkaç İngiliz kalesine saldırdı.

General Montcalm attacked several British forts in 1757.

- Herkes benim görüşüme saldırdı.
- Herkes benim fikrime karşı çıktı.

Everyone attacked my opinion.

Üç büyük adam ona saldırdı ve onun parasını çaldı.

Three big men attacked him and stole his money.

Onlardan beşi bana saldırdı ama onların hepsinin üstesinden geldim.

Five of them attacked me, but I overcame them all.

Teröristler 2001 yılında New York'ta Dünya Ticaret Merkezi'ne saldırdı.

Terrorists attacked the World Trade Center in New York City in 2001.

Onlar bir grup Fransıza saldırdı ve onlardan onunu öldürdü.

They attacked a group of Frenchmen and killed ten of them.

Asil Osmanlı süvarileri Haçlılara saldırdı ve yavaş yavaş mevzilerini kuşattı.

The elite Ottoman cavalry descended upon the Crusaders, gradually surrounding their position.

Canavar Grendel her gece kral Hrothgar'ın en büyük salonuna saldırdı.

The monster Grendel attacked king Hrothgar's great hall every night.

"EY,ISLAM!!!" diye 3 kere bağırdı ve adamlarıyla birlikte düşman hattına saldırdı.

“O, Islam!!!” he shouted three times and charged into the enemy line with his personal retinue.

Bulgar Tuna Nehri kıyısındaki Osmanlı ve diğer Hıristiyan olmayan yerleşimlere saldırdı ve

army sacks Ottoman and other non-Christian settlements on the Bulgarian Danube riverbank,

Lannes, Pułtusk'ta daha büyük bir Rus gücüne saldırdı, ancak bu kanlı ve kararsız bir olaydı.

Lannes attacked a larger Russian force at  Pułtusk, but it was a bloody, indecisive affair.

- Alman kuvvetleri, Amiens, Fransa yakınlarında İngiliz askerlere saldırdı.
- Alman kuvvetleri, Amiens, Fransa yakınlarında İngiliz askerlere hücum etti.

German forces attacked British soldiers near Amiens, France.