Translation of "Itip" in English

Beni itip kalkma.

Don't push me around.

Herkesin itip kakması yüzünden

because everyone is pushing

Bizi böyle itip kakamazlar.

They can't push us around.

O beni itip defetti.

She pushed me away.

Tom kapıyı itip kapattı.

Tom pushed the door closed.

Tom kapıyı itip odaya girdi.

Tom pushed the door open and entered the room.

Tom açık kapıyı itip içeriye baktı.

Tom pushed the door open and looked inside.

Tom'un beni itip kakmasına izin vermeyeceğim.

I'm not going to let Tom push me around.

Bu hayal kırıklığı ve korku alanını itip ilerlemek,

is to push past this zone of frustration and fear

Dürüst bir adamdı kimse sevmedi herkes itip kaktı

He was an honest man and nobody loved everyone

Parası olmayan babayı karısı ve kayın validesi sevmiyor itip kakıyor yine

the father who has no money does not like his wife and beech validesi

- Tom'un beni itip kakmasına izin vermeyeceğim.
- Tom'un beni ezmesine müsaade etmeyeceğim.

I'm not going to let Tom push me around.