Translation of "Inanmaz" in English

0.010 sec.

Examples of using "Inanmaz" in a sentence and their english translations:

Ona inanmaz.

He won't believe it.

Hiç kimse inanmaz.

no one else will.

Kimse sana inanmaz.

nobody will believe you.

Arkadaşım hayaletlere inanmaz.

- My friend doesn't believe that ghosts exist.
- My friend doesn't believe in ghosts.

O, evrime inanmaz.

He does not believe in evolution.

Kimse dediğime inanmaz.

Nobody believes what I say.

O, Tanrı'ya inanmaz.

- He doesn't believe in God.
- She doesn't believe in God.

Onlar bize inanmaz.

They won't believe us.

Küresel ısınmaya inanmaz.

He doesn't believe in global warming.

- O, Tanrı'ya inanmaz.
- O Allah'a inanmaz.
- O ateisttir.

- She is an atheist.
- He is an atheist.

O bana tamamen inanmaz.

He doesn't altogether trust me.

Hırsız, dürüst insanlara inanmaz.

The thief does not believe in honest people.

Ateistler neden Allah'a inanmaz?

Why don't atheists believe in God?

Tom bana hiç inanmaz.

Tom doesn't believe me at all.

Tom, Feng Shui'ye inanmaz.

Tom doesn't believe in Feng Shui.

- Bazıları tanrıya inanır, bazıları inanmaz.
- Bazı insanlar Allah'a inanır, bazıları inanmaz.

Some people believe in God and other people don't.

- O Allah'a inanmaz.
- O ateisttir.

He doesn't believe in God.

Bazıları tanrıya inanır, bazıları inanmaz.

Some people believe in God and others don't.

Müslümanlar İsa'nın çarmıha gerildiğine inanmaz.

Muslims don't believe that Jesus was crucified.

Bazı insanlar Allah'a inanır, bazıları inanmaz.

- Some believe in God, but others do not.
- Some people believe in God and other people don't.

- O Tanrıya inanmıyor.
- O Allah'a inanmaz.

He doesn't believe in God.

Tom Mary'nin açıklamasına bir saniyede inanmaz.

Tom doesn't buy Mary's explanation for a second.

Tom, Mary'nin söylediği hiçbir şeye inanmaz.

Tom doesn't believe anything Mary says.

Bazıları Allah'a inanır fakat diğerleri inanmaz.

Some believe in God, but others do not.

O bir realist, mucizelerin mümkün olduğuna inanmaz.

He's a realist, and doesn't believe that miracles are possible.

Gerçeği söylersen bile, hiç kimse sana inanmaz.

Even if you tell the truth, no one is likely to believe you.

Müslümanlar İsa'nın bizim günahlarımız için öldüğüne inanmaz.

Muslims don't believe that Jesus died for our sins.

"Hiç kimse buna inanmaz." "Eh, Tom bana inandı."

"No one will ever believe that." "Well, Tom believed me."

"Buna hiç kimse inanmaz." "Eh, Tom buna inanıyordu."

"No one will ever believe that." "Well, Tom believed it."

Çoğu insan aslında siyasetçilerin söylediği her şeye inanmaz.

Most people don't really believe everything politicians say.

Eğer öğretmenine ev ödevini kaybettiğini söylersen, sana inanmaz.

If you tell your teacher you lost your homework, she won't believe you.

Onun deli olduğunu açıkça görebilirsin. O astrolojiye inanmaz.

You can clearly see he is crazy. He doesn't believe in astrology.

- Sami hiçbir şeye inanmıyor.
- Sami hiçbir şeye inanmaz.

Sami believes in nothing.

O çok saçma. Bir aptalın dışında ona kimse inanmaz.

That's nonsense. Nobody but a fool would believe it.

Mucizelere inanır mısın? İnanmaz mısın? Ama onlar sana inanıyor.

Do you believe in miracles? You don't? But they believe in you.

Tom, o doğru olduğuna yemin etse bile Mary'ye inanmaz.

Tom won't believe Mary even if she swears it's true.

- Tom dindar değildir ne de Tanrı'ya inanır.
- Tom dindar değildir ve de Tanrı'ya inanmaz.

Tom is not religious, nor does he believe in God.