Translation of "Tamamen" in Korean

0.012 sec.

Examples of using "Tamamen" in a sentence and their korean translations:

Bu, tamamen yanlış.

말도 안 되는 착각입니다

Davası tamamen düştü.

그의 사건은 완전히 기각되었답니다.

Ve tamamen mağlup hissediyorsunuz.

당신은 완전한 패배감을 느낄 거예요.

Gorili tamamen gözden kaçırıyorlar.

고릴라를 인식하지 못했어요. 전혀요.

Oyunumuzda tamamen yok olmaz.

게임에서 완전히 사라지지는 않습니다.

Önümüzde yolculuktan tamamen bunalmış

앞으로의 여정에 대한 버거움과

Bu tamamen size bağlı.

전부 당신에게 달렸어요

RH: Tamamen haksızca değil.

RH: 오 아니에요, 명백하게 불공평한 건 아니죠.

Tamamen otonom olmasa bile

완전히 자동화된 자동차는 아닐지라도

Artık hayatınızdan tamamen gitti.

당신 인생에서 사라진 거라구요.

Bu tamamen... ...dengenizi korumakla ilgili.

균형을 유지하는 게 가장 중요합니다

Kendimizi tamamen bir şeye vermeyi

전적으로 무언가에 몰두하여

Ve hepsi tamamen farklı olurdu,

서로 완전히 다르게 되었죠.

Buzun radarda tamamen transparan olması.

레이다가 얼음은 그냥 투과하기 때문입니다.

Mesela yalan söylemek tamamen yanlıştır.

예를 들어 거짓말은 무조건적으로 나쁩니다.

Tamamen farklı bir konu için,

앞선 건과는 별도로

Böylece tamamen bu projeye yöneldim.

그래서 저는 이 연구에 제 모든 것을 들이부었습니다,

Birlikte kulanım, sizi tamamen korumaz,

이것이 여러분을 완벽하게 보호하지는 못하겠지만

Gerçek mi yoksa tamamen mecazi mi?

이것은 사실일까요 아니면 순전히 비유적인 의미일까요?

Ve tamamen yeni bir kimlikle uyanıyorum.

저는 완전히 새로운 정체성으로 아침을 맞이하게 되었습니다.

Tamamen ekonomik bir bakış açısından bakarsak

그래서 순수하게 경제적인 관점으로만 보면

Gölün yüzeyi tamamen donmuş olsa da

호수 전체가 얼어붙었지만...

Geceleyin, ormanın meyveleri tamamen onlara kalır.

‎밤이면 ‎숲의 과일은 모두 녀석들 차지죠

Bu tamamen başka bir farkındalık düzeyindeydi.

완전히 새로운 깨달음이었죠.

Ve su kaynatma şekilleri tamamen aynı.

물도 똑같은 방법으로 끓이네요.

Yine de gördüğümüz şey tamamen aynı.

보시는 모습은 굉장히 똑같다는 거예요.

çünkü konu tamamen fizik kurallarından ibaret.

이건 순전히 물리 이론이 제대로 작동하는 것 뿐이니까요

Eğer bu çaba tamamen başarılı olursa

이 노력이 성공하면

Bu referandum neredeyse tamamen internette gerçekleşti.

이번 국민투표는 거의 전적으로 온라인상에서 치러졌고

Tüm bu bağlantılar tamamen ortadan kalktı.

많은 연결이 완전히 끊어졌습니다.

tamamen kötü bir fizyolojik tepkimeye yol açıyordu,

끔찍한 심리적 반응을 초래하여

Bu tamamen beceri, bilgi ve riskle ilgili.

중요한 건 기술, 지식, 모험입니다

Üst damak burnun arka tarafını tamamen kapatıyor.

이 부드러운 입천장이 정확히 코 뒷부분을 막고 있습니다.

Tekenin, oksijen tamamen bitmeden yemek bulması gerek.

‎산소가 고갈되기 전에 ‎새우는 먹이를 찾아야 하죠

Ancak bu çaba tamamen başarılı olmasa bile,

하지만 이 노력이 성공하지 않더라도

tamamen anlamadığım bir şey üzerine çalışmama rağmen

제가 완벽하게 알지 못하는 일을 하고 있음에도 불구하고

Bu iş bitti diye düşündüm. Tamamen kayboldu.

‎그래서 다 끝난 줄 알았어요 ‎문어가 사라졌으니까요

Bir şeye doğrudan bakıp onu tamamen gözden kaçırabilirsiniz

여러분은 무언가를 정확히 보면서도 완전히 못 볼 수 있습니다.

İkinci inandığım şey ise, bu tamamen beklenmeyen birşey,

두번째로 제가 믿는 것은, 의외의 의견이겠지만,

Her şey, tamamen her şey bunun üzerine kurulu.

정말 모든 게 다 그렇게 만들어졌습니다.

Kadınların ve kızların, onu tamamen sahiplenmesini sağlamak da

여성들과 아이들에게 성을 완전히 소유할 수 있도록 자율권을 준다면

Bu görseller de tamamen aynı fikirleri temsil ediyor.

이 이미지들은 같은 아이디어를 표현하고 있습니다.

Ama gece kuvvetli bir rüzgâr çıkarsa üzeri tamamen örtülebilir.

하지만 밤새 바람이 세게 불면 완전히 덮여버릴 수도 있어요

Dev çarpışma fikrini tamamen reddetmek isteyen bilim insanları vardı.

거대충돌설을 거부하고자 하는 과학자들이 있었습니다.

Ve bu tamamen duyulmamış ve şüphe uyandırmayan markaların amacı,

아무도 들어본 적 없고 수상히 여기지 않을 이 브랜드를 이용해 그 조직은

Siz ve benden tamamen farklı bir şeyden yapılmış olduğuydu.

저와 여러분과는 완전히 다른 물질로 구성되어 있다는 것입니다.

Nihayetinde, yaklaşık 100 gün sonra, kol tamamen yeniden büyümüştü.

‎약 100일이 지나자 ‎새 팔은 완전히 성장했습니다

Çoğu modern harita yapımcısı, boyutu veya şekli tamamen çarpıtan

현재 지도 제작가들은 직사각형이 아닌 지도를 씁니다.

Bir nevi düşüyor gibiydi, tam bir usta, ortamına tamamen alışık.

자유 낙하 같아 보였죠 정말 능숙했고 환경에 익숙해 보였고요

Deri ve tüy kaplı gözleri bu köstebeği tamamen kör bırakmıştır.

‎눈은 피부와 털로 덮여 ‎아예 앞이 보이지 않습니다

Açlar ve tamamen annelerine bağımlılar. Anneyi yoğun bir gece bekliyor.

‎배고픈 새끼들은 ‎전적으로 어미에게 의존합니다 ‎어미는 오늘 밤에 ‎할 일이 산더미입니다

Öyleyse "Bölümü Tekrar Oynat"ı seçin. Unutmayın, bu tamamen size bağlı.

그렇다면 '에피소드 다시 보기'를 택하세요 잊지 마세요 선택은 당신에게 달렸습니다

Şu anda tamamen yok olmuş. Aramaya dağın diğer tarafında devam edelim.

완전히 사라져버렸네요 산 반대편을 수색해보겠다

Fakat burada, uzak akrabalarla birbirine tamamen yabancı olanlar yıldızların altında su içip yıkanıyor.

‎하지만 이곳에서는 먼 친척과 ‎완전한 남도 별빛 아래 ‎함께 마시고 몸을 씻습니다