Translation of "Hoşlanmadığına" in English

0.004 sec.

Examples of using "Hoşlanmadığına" in a sentence and their english translations:

Tom'un Mary'den hoşlanmadığına eminim.

- I'm sure that Tom doesn't like Mary.
- I'm sure Tom doesn't like Mary.

Beth'in çiftlikteki zamanından hoşlanmadığına şaşırdım.

I'm surprised that Beth didn't enjoy her time at the farm.

Tom Mary'nin ondan hoşlanmadığına inanmayı reddetti.

- Tom refused to believe that Mary didn't like him.
- Tom refused to believe Mary didn't like him.

Ben ve arkadaşlarımla kart oynamaktan hoşlanmadığına inanamıyorum.

- I can't believe that you wouldn't enjoy playing cards with me and my friends.
- I can't believe you wouldn't enjoy playing cards with me and my friends.

Tom Mary'nin ondan hiç hoşlanmadığına inanmayı zor buldu.

- Tom found it hard to believe that Mary didn't like him at all.
- Tom found it hard to believe Mary didn't like him at all.

Tom'un benden neden hoşlanmadığına dair bir fikrin var mı?

Do you have any idea why Tom doesn't like me?

Tom'un neden Mary'den hoşlanmadığına dair bir fikrin var mı?

Do you have any idea why Tom doesn't like Mary?

- Tom'dan hoşlanmadığına dair fikrim yoktu.
- Tom'u sevmediğine dair hiçbir fikrim yoktu.

- I had no idea that you didn't like Tom.
- I had no idea you didn't like Tom.