Translation of "Kart" in English

0.007 sec.

Examples of using "Kart" in a sentence and their english translations:

Kart oynayalım.

Let's play cards.

Kart oynamak eğlencelidir.

- It is fun to play cards.
- It's fun to play cards.

Lütfen kart dağıt.

Please deal the card.

Bir kart al.

- Take a card.
- Pick a card.

Bir kart seç.

Pick a card.

Ona kart yollamayacağım.

I'm not going to send him a card.

- Kart oynayarak zaman öldürdük.
- Kart oynayarak vakit öldürdük.

- We killed time by playing cards.
- We killed time playing cards.

Masada bir kart var.

There is a card on the desk.

Kolumda bir kart var.

I have a card up my sleeve.

Onun yerine kart oynayalım.

Let's play cards instead.

Kart oynayarak vakit geçirdiler.

- They killed time playing cards.
- They passed time by playing cards.

Kart oynayarak zaman geçirdik.

- We killed time by playing cards.
- We killed time playing cards.

Kart oynayarak zaman öldürdük.

We killed time by playing cards.

Hediyeye bir kart tutturulmuştu.

A card was attached to the gift.

Kart oynamak çok ilginçtir.

Playing cards is very interesting.

O, kart oynamayı sever.

He likes to play cards.

Tom kart oynamayı seviyor.

Tom likes to play cards.

Ben kart oynamak istiyorum.

I want to play cards.

Dün gece kart oynadım.

We played cards last night.

Peki, kart nasıl kullanılır?

So, how's the card used?

Onlara bir kart göndereceğiz.

We'll send them a card.

Ona bir kart göndereceğiz.

We'll send him a card.

Rastgele bir kart seç.

Pick any card.

Tom kart oynayarak eğlendi.

Tom had fun playing cards.

Tom'la kart oynayarak eğlendim.

I had fun playing cards with Tom.

Lisedeyken kart oynayabilir miydin?

Could you play cards at your high school?

çünkü çoğu insanın seçtiği kart

because the card that most people choose

Ve bir kart seçmeleri istendiğinde

And when asked to choose a card,

Kart oynamak popüler bir eğlencedir.

Playing cards is a popular pastime.

Vakit geçirmek için kart oynadık.

We played cards to kill time.

Kart oynamak için zamanı yok.

He doesn't have the time to play cards.

"Kart oynamak istiyorum." "Ben de."

"I'd like to play cards." "So would I."

Tom ve Mary kart oynuyorlar.

Tom and Mary are playing cards.

Tom, Mary ile kart oynadı.

Tom played cards with Mary.

Biz Tom'a bir kart göndereceğiz.

We'll send Tom a card.

Bu bir yeşil kart evliliği.

It's a green card marriage.

Ben kart oyunu için buradayım.

I'm here for the card game.

Tom cüzdanından bir kart çıkardı.

Tom removed a card from his wallet.

O Mary'ye bir kart gönderdi.

He sent a card to Mary.

Bu bilgisayarlar delikli kart kullanıyor.

These computers use punch cards.

Aslında ona bir kart yazdım.

Actually I wrote her a card.

Tom yeşil kart almaya çalışıyor.

Tom is trying to get a green card.

Onlar kart oynayarak zaman geçirdiler.

They killed time playing cards.

Kart oynayarak iyi vakit geçirdik.

We had a good time playing cards.

Tom Mary ile kart oynuyor.

Tom is playing cards with Mary.

İlk bilgisayarlar delikli kart kullandı.

Early computers used punch cards.

Tom ve ben kart oynuyoruz.

Tom and I are playing cards.

Poker en sevdiğim kart oyunudur.

Poker is my favorite card game.

Çektiğin kart bir kırmızıydı, değil mi?

The card you drew was a red, wasn't it?

Tom iyi bir kart oyuncusu değil.

Tom isn't a good card player.

Onlar kart oynarken ayçiçeği çekirdeği yiyorlar.

They eat sunflower seeds while playing cards.

Pazar günü sık sık kart oynarız.

We often play cards on Sunday.

Laptopumda dahili bir kart okuyucu bulunuyor.

My laptop has a built-in card reader.

Tom başka bir kart için uzandı.

Tom reached for another card.

Dün gece Tom'un evinde kart oynuyorduk.

We were over at Tom's place last night playing cards.

Biz akşam yemeğinden sonra kart oynadık.

We played cards after dinner.

İşten ayrılmadan önce kart basmayı unutma.

Don't forget to clock out before you leave work.

Tom her oyuncuya beş kart dağıttı.

Tom dealt five cards to each player.

Kart, Ocak 2006 tarihine kadar geçerli.

The card was valid until January, 2006.

Tom birkaç kart hilesi öğrenmeye çalışıyor.

Tom is trying to learn a few card tricks.

Tom, Mary ile kart oynayarak eğlendi.

Tom had fun playing cards with Mary.

Tom, Mary ve John'la kart oynuyor.

Tom is playing cards with Mary and John.

Ben bazı kart hileleri öğrenmeye çalışıyorum.

I've been trying to learn some card tricks.

Kanasta benim en sevdiğim kart oyunu.

Canasta is my favorite card game.

- Kapıyı açmak için bir kart anahtara ihtiyacın var.
- Kapının kilidini açman için manyetik kart gerekiyor.
- Kapının kilidini açmanız için manyetik kart gerekiyor.

You need a keycard to open the door.

Pekala, şimdi aklınızda bir kart olduğuna göre,

Alright, now that you have your card in mind,

Kart oyunu için bize katılmak ister misiniz?

Would you like to join us for a game of cards?

Bir kart yazmak Brian'ın birkaç saatini aldı.

It took Brian several hours to write a card.

Onlar kart oynamam için beni davet ettiler.

They invited me to play cards.

Bu kart ile seyahat çekleri alabilir miyim?

Can I get travelers checks with this card?

Ben ve arkadaşlarımla kart oynamaktan hoşlanmadığına inanamıyorum.

- I can't believe that you wouldn't enjoy playing cards with me and my friends.
- I can't believe you wouldn't enjoy playing cards with me and my friends.

Sami ve Leyla bir kart oyunu oynadılar.

Sami and Layla played a card game.

Sami, Leyla'nın annesine bir kart teslim etti.

Sami delivered a card to Layla's mother.

Bizimle kart oynamak isteyip istemediğini sorsak ya.

Why don't we see if he wants to play cards with us?

Ve eğer resimli bir kart seçtiyseniz 11 ekleyin.

and take 11 for any picture cards.

Bana güzel bir kart gönderdiğiniz için teşekkür ederim.

Thank you for sending me a nice card.

- Kart açtım.
- Kimliğim soruldu.
- Kimliğime ve yaşıma bakıldı.

I got carded.

Akşam yemeğinden sonra, on bire kadar kart oynadık.

After dinner, we played cards till eleven.

Şimdi söyle bana, bir kart maliyeti ne kadar?

Now tell me, how much does a card cost?

Sami ve Leyla tatil için birbirlerine kart yolladılar.

Sami and Layla sent each other cards for holidays.

- Sana Avustralya'dan kartpostal göndereceğim.
- Size Avustralya'dan kart gönderirim.

I'll send you a postcard from Australia.

Bana bu otelin adresini yazan bir kart verebilir misiniz?

Could you give me a card with this hotel's address?

Tom'un bizimle kart oynamayı isteyip istemediğini niçin öğren miyoruz?

Why don't we see if Tom wants to play cards with us?

- Kesinlikle, kart oynamak hoşuma gider.
- Tabii ki iskambil oynamayı severim.

Certainly, I like playing cards.

- Tom, Mary ile kart oynadı.
- Tom, Mary ile iskambil oynadı.

Tom played cards with Mary.

Ve böylece o kart beyniniz için en kolay tercih haline geliyor.

And it becomes the easiest option for your brain.

Nasıl iyi kart oynayacağımı bilmiyorum ve sık sık çapraz bulmaca çözmem.

I don't know how to play cards well, and I don't solve crossword puzzles often.

Kart hilelerini nasıl yapacağını öğrenirsen her zaman partiyi canlandıran sen olacaksın.

If you learn how to do card tricks you'll always be the life of the party.

Tom ve arkadaşları, çoğu kez gece yarısına kadar kart oyunu oynar.

Tom and his friends often play cards until after midnight.

Tom, Mary, John ve ben sık sık pazartesi günü kart oynarız.

Tom, Mary, John and I often play cards on Monday.

Avrupa'da 112 numaralı acil telefon numarasını bir SIM kart veya kontör olmaksızın bir cep telefonundan arayabilirsiniz.

In Europe, you can call the emergency telephone number 112 on a mobile phone without a SIM card or credit.

- Tom ve Mary bütün akşam beraber kart oynadılar.
- Tom ve Mary bütün akşam beraber iskambil oynadılar.

Tom and Mary played cards together all evening.