Translation of "Havasında" in English

O havasında değil.

- He is in a bad mood.
- He's not in the mood.

O, havasında değil.

She's not in the mood.

Parti havasında değilim.

I'm not in a party mood.

O, havasında değildi.

He wasn't in the mood.

Tom havasında değil.

- Tom isn't in a good mood.
- Tom isn't in the mood.

- O havasında.
- O formunda.

- He is on a roll.
- He's in the zone.

Tom artık havasında değil.

Tom isn't in the mood anymore.

Tom konuşma havasında değil.

Tom is not in the mood for talking.

Balığa gitme havasında değilim.

I'm not in the mood to go fishing.

Tom bunun için havasında değil.

Tom isn't in the mood for this.

Tom katılmak için havasında görünmüyor.

Tom seems to be in no mood to participate.

Tom konuşmak için havasında görünmüyor.

Tom seems to be in no mood to talk.

Ben bir yürüyüşe çıkmak havasında değilim.

- I have no mind to go for a walk.
- I'm not in the mood to go for a walk.

Tom öğle yemeği için havasında değildi.

Tom wasn't in the mood for lunch.

Belki şimdi Tom konuşma havasında olacak.

Maybe now Tom will be in the mood to talk.

- Tom bir şaka havasında değil.
- Tom espri havasında değil.
- Tom hiç espri modunda değil.

- Tom isn't in a joking mood.
- Tom is in no mood for jokes.
- Tom isn't in the mood for jokes.

- Tom şakalar için havasında değil.
- Tom espri havasında değil.
- Tom hiç espri modunda değil.

- Tom is in no mood for jokes.
- Tom isn't in the mood for jokes.

Kış havasında araba kullanırken önemli ölçüde özen, tavsiye olunur.

Considerable care is advised when driving in winter weather.

Kirli giysiler soyunma odasının havasında iğrenç bir koku bıraktı.

The dirty clothes left a foul odor in the air of the locker room.

- Tom beyzbol oynarken kendi havasında.
- Tom beyzbol oynarken, çevresini yadırgamıyor.

Tom is in his element when he is playing baseball.

- Bir partiye gitme havasında değilim.
- Bir partiye gitme modunda değilim.

I'm not in the mood to go to a party.

Ona oral seks teklif ettim ama o havasında olmadığını söyledi.

I offered him a blowjob, but he said that he wasn't in the mood.

- Sağ elin yaptığından sol elin haberi yok.
- Herkes ayrı alemde.
- Herkes kendi havasında.

- The left hand doesn't know what the right hand is doing.
- The left hand does not know what the right hand is doing.

- Tom'un keyfi yerinde değil.
- Tom havasında değil.
- Tom iyi bir ruh halinde değil.
- Tom gününde değil.

- Tom's not in a good mood.
- Tom isn't in a good mood.