Translation of "Hatırladım" in English

Amcamı hatırladım

I thought back to my uncle,

Sözcüğü hatırladım.

- I remember the word.
- I am remembering the word.

Birini hatırladım.

I remembered one.

Onu hatırladım.

I remembered it.

Yanlış hatırladım.

I remembered wrong.

- Seni hemen hatırladım.
- Sizi hemen hatırladım.

I remembered you immediately.

Ifade edemememi hatırladım.

into a world that felt far too big for me.

Ben herkesi hatırladım.

I remembered everybody.

Şey, sadece hatırladım.

Well, I just remembered.

Az önce hatırladım.

I just remembered.

Resmi görünce hikayeyi hatırladım.

When I saw the picture, I remembered the story.

Aniden ölen annemi hatırladım.

I remembered my mother, who died suddenly.

Şimdi bir şey hatırladım.

I just remembered something.

Oğlunu gördüğüm zaman onu hatırladım.

When I saw her son, I remembered her.

Ha, şimdi hatırladım. Kütüphane yarın kapalı.

Oh, I just remembered. The library's closed tomorrow.

Senin, benim erkek kardeşim olduğunu hatırladım.

I remembered that you were my brother.

Kapıyı kapattıktan sonra anahtarımı içeride bıraktığımı hatırladım.

After I shut the door, I remembered I had left my key behind.

Sadece bir somun ekmek almam gerektiğini hatırladım.

I just remembered that I was supposed to buy a loaf of bread.

Bu yıl doğum gününü hatırladım, değil mi?

I remembered your birthday this year, didn't I?

Kapıyı kilitlemeyi hatırladım, ama pencereleri kilitlemeyi unuttum.

I remembered to lock the door, but I forgot to lock the windows.

Az önce yapmak zorunda olduğum bir şeyi hatırladım.

I just remembered something I have to do.

Az önce sana söylemek zorunda olduğum şeyi hatırladım.

I just remembered what I had to tell you.

Birdenbire, pek çok kitap için para ödeyemediğimi hatırladım.

All of a sudden, I remembered that I couldn't pay for so many books.

Yapmak zorunda olduğum bir şeyimin olduğunu şimdi hatırladım.

I just remembered that I have something I have to do.

Ben sadece yapmak zorunda olduğum bir şey olduğunu hatırladım.

I just remembered there's something I have to do.

Aniden o kadar çok kitaba parasal gücümün yetmeyeceğini hatırladım.

I suddenly remembered that I couldn't afford so many books.

Onunla tokalaşmak istedim, ama sonra bir adam öldürdüğümü hatırladım.

I even wanted to shake his hand, but then I remembered that I had killed a man.