Translation of "Hâli" in English

0.003 sec.

Examples of using "Hâli" in a sentence and their english translations:

En katışıksız hâli bu.

It's capitalism in its purest form.

Olabilecek en sıkı hâli bu.

That's as tight as I can get it.

Yorgunluktan artık yürümeye hâli kalmamıştı.

He was too tired to walk any more.

O berbat bir ruh hâli içinde.

She is in an awful mood.

Kanat açıklığı erkek elinin açık hâli kadardır.

Its wingspan like the spread of a man's hand.

Evlilik ya da boşanma medenî hâli değiştirir.

Marriage or divorce change the marital status.

- Yoksul gibi bir hâli var.
- Yoksul gibi görünüyor.

She looks like she's poor.

Şekerleme veya kafein yok bu arada, yani katılımcıların hâli perişan.

There's no naps or caffeine, by the way, so it's miserable for everyone involved.

Bu farklı bir kelime mi yoksa aynı kelimenin başka bir hâli mi?

Is this a different word or just another form of the same word?

- Bu bir şeyin üstü örtülü söylenmiş hâli mi?
- Bu bir şeyin kibarcası mı?

Is that a euphemism for something?

Ay ışığının en güçlü hâli güneş ışığından 400.000 kat daha sönüktür. Yine de görmeye yeter.

Full moonlight is 400,000 times dimmer than the sun. But still enough to see by.