Translation of "Giyinmek" in English

Giyinmek zorundayım.

I have to dress up.

- Sen giyinmek zorunda değildin.
- Giyinmek zorunda değildin.
- Giyinmek zorunda değildiniz.

You didn't have to dress.

Biz giyinmek zorundayız.

We have to get dressed.

Şık giyinmek zorunda değilsin.

You don't have to dress up.

Neden öyle giyinmek istiyorsun?

Why do you want to dress like that?

Okul için giyinmek zorundayım.

I've got to get dressed for school.

- Giyinmek zorundayım.
- Giyinmeliyim.
- Giyinmem gerekiyor.

I have to get dressed.

Görünmez olsam, giyinmek zorunda olmam.

If I were invisible I wouldn't have to dress myself.

Tom görev için giyinmek zorundadır.

Tom has to dress up for work.

Giyinmek için bana birkaç dakika verin.

Give me a couple minutes to get dressed.

Onun giyinmek için on saate ihtiyacı var.

He needs ten hours to get dressed.

Saçımı kurulamak, makyaj yapmak ve giyinmek zorundayım.

I have to dry my hair, put on makeup and get dressed.

Tom kendi giyinmek için hâlâ çok genç.

Tom is still too young to dress himself.

- Şimdi giyinmem gerekiyor.
- Şimdi giyinmeliyim.
- Şimdi giyinmek zorundayım.

I have to get dressed now.

İş için her gün resmi giyinmek zorunda mısın?

Do you have to dress up every day for work?

Leyla giyinmek için yirmi bin dolardan fazla harcadı.

Layla spent more than twenty thousand dollars on clothing.

Doktor Tom'a üç hafta boyunca ortopedik alçı giyinmek zorunda olduğunu söyledi.

The doctor told Tom that he had to wear a cast for three weeks.