Translation of "Gittiğim" in English

Gittiğim yer bu.

That's where I'm going.

Uzağa gittiğim için pişmanım.

- I regret that I am going away.
- I regret that I'm going away.

Burası okula gittiğim yerdir.

This is where I went to school.

Bu gittiğim yer değil.

That's not where I'm going.

Dün gittiğim yer bu.

That's where I went yesterday.

Polise gittiğim zaman budur.

That's when I went to the police.

Okula gittiğim zamanlar tavşan beslemiştim.

- I cared for the rabbits when I was at school.
- I looked after the rabbits when I was at school.

Gittiğim her yere kameramı götürürüm.

I take my camera wherever I go.

Gittiğim her yerde arkadaş bulacağım.

I'll find friends wherever I go.

Birlikte liseye gittiğim birisine benziyorsun.

You look like somebody I went to high school with.

Gittiğim yerde paltoya ihtiyacım olmayacak.

I'm not going to need a heavy coat where I'm going.

Gittiğim zaman köpeğimle kim ilgilenecek?

Who's going to take care of my dog while I'm gone?

Gittiğim yerdeki süpermarketin fiyatları makul.

The prices at the supermarket where I go are reasonable.

Eskiden gittiğim aynı okula gitmiyorum.

I don't go to the same school as I used to.

Eskiden gittiğim aynı kiliseye gitmiyorum.

I don't go to the same church as I used to.

Boston'a gittiğim için memnun oldum.

I'm glad I went to Boston.

Ve gittiğim zaman, ona öldüğümü söyleme.

And when I've gone, don't tell him I'm dead.

Tom benim gittiğim aynı okula gidiyor.

- Tom goes to the same school as I do.
- Tom goes to the same school that I do.

Tom benim gittiğim aynı okula gitti.

Tom went to the same school that I did.

Şimdiye kadar gittiğim en iyi konser.

It's the best concert I've ever been to.

Ben Tokyo'ya gittiğim zaman ona rastladım.

When I went to Tokyo, I met him.

Bu genellikle okula gittiğim kestirme yol.

This is the shortcut that I usually take to school.

Gittiğim yer için vizeye ihtiyacım yok.

I don't need a visa where I'm going.

Benim gittiğim yerler seni pek açmaz.

The places I go to won't appeal to you.

Fakat gittiğim yetimhanelerden biri, son derece fakirdi.

But one of the orphanages I visited was desperately poor.

Erkek kardeşim benim gittiğim aynı okula gidiyor.

My brother goes to the same school I do.

Gittiğim gün bir sürü boş koltuk vardı.

There were a lot of empty seats the day I went.

Birlikte sinemaya gittiğim kız benim bir arkadaşım.

The girl I went to the movies with is a friend of mine.

Gittiğim bütün yerler arasında Alaska en güzeli.

Of all the places I've been, Alaska is the most beautiful.

Tom bana birlikte okula gittiğim birini hatırlatıyor.

Tom reminds me of someone I went to school with.

Gittiğim her yerde Noel müziklerini duymaktan bıkıyorum.

I'm getting tired of hearing Christmas music everywhere I go.

Bu şimdiye kadar gittiğim en heyecan verici konserdi.

That was the most exciting concert I have ever been to.

Onu görmeye gittiğim her seferde, o çoktan çıkmış oluyor.

Every time I went to see her, she went out.

Boston yakınında sık sık gittiğim bir balıkçı kulübesi var.

There's a fishing lodge near Boston that I often go to.

Birlikte sık sık arabayla işe gittiğim Tom, bir satıcıdır.

Tom, with whom I often drive to work, is a salesman.

Tom benim sık sık gittiğim bir kulüpte piyano çalardı.

Tom used to play piano at a club I often go to.

Tom benim gittiğim gibi her hafta sonu balık tutmaya gider.

Tom goes fishing every weekend like I used to.

Dün geceki konser şimdiye kadar gittiğim en iyi konserlerden biriydi.

Last night's concert was one of the best concerts I've ever been to.

- Boston'a gitmekten gerçekten pişmanlık duyuyorum.
- Boston'a gittiğim için gerçekten pişmanım.

I really regret going to Boston.

Tom'u uyandırmaya gittiğim zaman o biraz daha uyumak istediğini söyledi.

When I went to wake Tom up, he said he wanted to sleep a while longer.

Ben hiç siz arkadaşlara ilk kez kampa gittiğim andan bahsettim mi?

- Have I ever told you guys about the first time I went camping?
- Have I ever told you guys about the first time that I went camping?

Hız limitinin otuz kilometre üzerinde gittiğim için bir polis tarafındn kenara çekildim.

I was pulled over by a policeman for going thirty kilometers over the speed limit.

Dün meyve ve sebze satın almak için gittiğim süpermarkette bir İspanyolca şarkı çalıyordu.

A Spanish song was playing in the supermarket where I went to buy fruits and vegetables yesterday.

Yurt dışına ilk yolculuğumuzda birlikte gittiğim bir arkadaş cüzdanını çaldırdı. Bunun iyi bir izlenim bıraktığını sanmıyorum.

A friend I went with on our first trip abroad had his wallet pickpocketed. I don't think it left a very good impression.