Translation of "Gecikti" in English

Tren gecikti.

- The train is late.
- The train's late.

Uçuşum gecikti.

My flight was delayed.

Bizim tren gecikti.

Our train is delayed.

Tom saatlerce gecikti.

Tom was hours late.

Otobüs neden gecikti?

Why is the bus late?

Tom neden gecikti.

Why is Tom late?

Tom biraz gecikti.

Tom was a little late.

İnşaat izinleri gecikti.

Building permits got delayed.

Tren on dakika gecikti.

The train is ten minutes late.

Tren 30 dakika gecikti.

- The train is 30 minutes overdue.
- The train is 30 minutes late.

Tren kar nedeniyle gecikti.

The train was delayed by snow.

Bu yıl sonbahar gecikti.

Fall is late this year.

Uçağımız otuz dakika gecikti.

Our plane was about thirty minutes late.

Tom otuz dakika gecikti.

Tom is thirty minutes late.

Otobüs on dakika gecikti.

- The bus has a ten-minute delay.
- The bus is running ten minutes late.
- The bus was delayed for ten minutes.
- The bus was late by ten minutes.

Kar nedeniyle tren gecikti.

- Owing to the snow, the train was delayed.
- Due to the snow, the train was delayed.

Adetim beş hafta gecikti.

My period is five weeks late.

Tom yarım saat gecikti.

Tom was thirty minutes late.

Tom gecikti, değil mi?

Tom is late, isn't he?

Uçak kötü hava nedeniyle gecikti.

The plane was delayed on account of bad weather.

Tom sadece üç dakika gecikti.

Tom was only three minutes late.

Tom yaklaşık üç saat gecikti.

Tom is nearly three hours late.

İş üç hafta boyunca gecikti.

The work was held up for three weeks.

Tom zaten bir saat gecikti.

Tom is already an hour late.

Ödemeniz şimdi iki ay gecikti.

Your payment is now two months overdue.

Tom neredeyse üç saat gecikti.

Tom was almost three hours late.

Tom biraz gecikti, değil mi?

Tom is kind of late, isn't he?

Görünen o ki otobüs gecikti.

Apparently, the bus was late.

Tren fırtına yüzünden bir saat gecikti.

The train was delayed for one hour on account of the typhoon.

Tom niye bu kadar gecikti ki?

What's taking Tom so long?

Tren gecikti, bu yüzden zamanında oraya ulaşamadım.

The train was delayed, so I could not arrive there on time.

Kötü hava nedeniyle uçak 10 dakika gecikti.

Due to the bad weather, the plane was ten minutes late.

- Neredeyse herkes geç kaldı.
- Neredeyse herkes gecikti.

Almost everyone was late.

Kötü bir haftaydı. Trenim üstüste iki gün gecikti.

This was a bad week. My train was late two days in a row.

Tren gecikti ama yine de işe zamanında vardım.

The train was late, but I still arrived at work on time.

Kötü hava koşullarından dolayı, uçak üç saat gecikti.

Because of the bad weather, the plane was delayed three hours.

Yük treni yoğun sis nedeniyle yaklaşık yarım saat kadar gecikti.

The freight train was held up about half an hour because of a dense fog.

- Tom işe nasıl geç kalabildi?
- Tom nasıl oldu da işe gecikti?

How could Tom be late for work?

- Tom'un gecikme sebebini bilmiyordum.
- Tom'un geç kalma sebebinden haberim yoktu.
- Tom neden gecikti, bilmiyordum.

I didn't know the reason why Tom was late.

- Tom zaten geç kaldı.
- Tom geç kaldı bile.
- Tom gecikti zaten.
- Tom çoktan geç kaldı.

Tom is already late.