Translation of "Galip" in English

Galip olacağız.

- We'll win.
- We'll be victorious.
- We're going to win.

Gizem galip gelir.

Mystery prevails.

Aşk galip gelecektir.

Love will prevail.

Gerçek galip gelir.

Truth prevails.

Biz galip gelenleriz.

We're winners.

Sağduyu galip gelmeli.

Common sense should prevail.

Tom, gerçek galip.

Tom is the real winner.

Biz galip geleceğiz.

- We will prevail.
- We'll prevail.

Sağduyu galip geldi.

Common sense has prevailed.

Komünizm galip gelecek.

Communism will prevail.

Komünizm galip gelecek!

Communism will prevail!

Adalet sonunda galip gelecek.

Justice will prevail in the end.

Onun galip geleceğine inanıyorum.

I believe he will triumph.

Hakikat karşısında galip gelemezsin.

You can't win against the truth.

Mary galip gelmediğini söylüyor.

Mary says that she didn't win.

Maalesef galip gelmemiz imkansızdı.

It was unfortunately impossible for us to prevail.

Fikirlerin her seferinde galip geldiğinden."

your opinion wins every single time."

Tom ve Mary galip geldiler.

Tom and Mary were victorious.

Kardeşliğin anlaşmazlığa galip gelmesini diliyoruz.

We wish for fraternity to prevail over discord.

Gerçek her zaman galip gelecektir.

Truth will always prevail.

Uygulamada, senin fikirlerin her seferinde galip geliyor.

In reality, your opinion wins every single time.

- Kazandıklarını iddia ettiler.
- Galip geldiklerini iddia ettiler.

- They claimed that they won.
- They claimed they won.

Yalnızca bir kişinin galip çıkacağı bir kriter oluşturmaktan kaçındım.

and instead defining the criteria that would qualify a lead.

Neyse ki sağduyu galip geldi ve greve son verildi.

Fortunately, common sense prevailed and the strike was called off.

Adaletsizlikten, anlayışsızlık ve haddi aşmaktan asla sakınmayın. Akıl galip gelecektir.

Never flee from injustice, intolerance, or insanity. Reason must prevail.

- Tom'un galip gelme ihtimali ne?
- Tom'un kazanma şansı ne kadar?

What are Tom's chances of winning?

Ülkemiz galip gelecek çünkü ordumuz büyük ve cesur bir ordudur.

Our country will prevail, because ours is a big and brave army.

- Takımımız son üç karşılaşmayı kazandı.
- Takımımız son üç maçtan galip ayrıldı.

Our team has won the last three games.

Çok şükür, galip geldik ve böylece Madde 2'ye bir tanım eklendi.

Fortunately, we have prevailed and so a definition has been included in Article 2.

1969'da Neil Armstrong ve Buzz Aldrin, Ay Modülü Eagle'la ay yüzeyine indiğinde, Amerika Birleşik Devletleri galip geldi.

In 1969, the United States won when Neil Armstrong and Buzz Aldrin landed the Lunar Module Eagle on the Moon's surface.

- "Tom'un kazanacağını hiç düşünmemiştim." "Ben de."
- "Tom'un yeneceğini hiç düşünmemiştim." "Ben de."
- "Tom'un galip geleceğini hiç düşünmemiştim." "Ben de."

"I never thought Tom would win." "Me neither."

Fakat dedi ki: Senin adın Yakup değil, İsrail olacak; Tanrı'ya karşı güçlüysen, insanlara karşı daha ne kadar galip geleceksin?

But he said: Thy name shall not be called Jacob, but Israel; for if thou hast been strong against God, how much more shalt thou prevail against men?

- Tom sağduyu çağrısında bulundu.
- Tom soğukkanlı olanların kazanmasını diledi.
- Tom aklıselim çağrısı yaptı.
- Tom aklıselimin galip gelmesini arzu ettiğini söyledi.

Tom pleaded for cooler heads to prevail.

Bala yeniden gebe kaldı ve Rachel'ın sözünü ettiği bir çocuk daha doğurdu: Tanrı beni kız kardeşimle mukayese etti ve ben galip çıktım; ona Nefthali dedi.

And again Bala conceived, and bore another, for whom Rachel said: God hath compared me with my sister, and I have prevailed: and she called him Nephthali.