Translation of "Gününü" in English

0.011 sec.

Examples of using "Gününü" in a sentence and their english translations:

Maaş gününü düşün.

Think about pay day.

Gününü nasıl geçirdin?

How did you spend your day?

On gününü aldı.

It took him ten days.

Yüzüncü yıldönümü gününü kutladık.

We celebrated the centenary anniversary day.

Dünya Gününü kutluyor musun?

Do you celebrate the Earth Day?

O gününü gün ediyor.

She's enjoying herself.

Neden gününü gün etmiyorsun?

Why not live it up?

Tom gününü gün ediyor.

Tom is enjoying himself.

Gününü gün ettiğini umuyorum.

I hope you're enjoying yourself.

Takvimimde doğum gününü işaretledim.

I marked your birthday on my calendar.

Tom'un doğum gününü kutluyoruz.

We're celebrating Tom's birthday.

O, adının gününü kutluyor.

He's celebrating his name day.

Ben gününü mahvetmek istemiyorum.

I don't want to ruin your day.

Bu onlara gününü gösterir!

That will show them!

Bu ona gününü gösterir!

- That will show her!
- That will show him!

Devrimi anma gününü kutla!

Celebrate the revolution memorial day!

Birçok gününü otelde geçirdi.

She stayed at the hotel for several days.

Doğum gününü nasıl kutladın?

How did you celebrate your birthday?

Bugün Afrika gününü kutluyoruz.

Today, we celebrate Africa day.

Doğum gününü nasıl kutlarsın?

How do you celebrate your birthday?

Sami doğum gününü kutluyordu.

Sami was celebrating his birthday.

Kendi doğum gününü unuttu.

She forgot her own birthday.

Otuzuncu doğum gününü kutluyor.

He's celebrating his thirtieth birthday.

Önümüzdeki Pazar gününü boş tutun.

Keep next Sunday free.

Ben karımın doğum gününü unuttum.

I forgot my wife's birthday.

Tom karısının doğum gününü unuttu.

Tom forgot his wife's birthday.

O, karısının doğum gününü unuttu.

He forgot his wife's birthday.

Tom kendi doğum gününü unuttu.

Tom forgot his own birthday.

Tom'un doğum gününü hiç unutmadım.

I've never forgotten Tom's birthday.

Biz onun doğum gününü kutladık.

We celebrated his birthday.

Bugün gününü gün etmen gerekiyor.

You're supposed to be enjoying yourself today.

Çocuklar oğlanın doğum gününü kutluyorlar.

The children are celebrating the boy's birthday.

Tom otuzuncu doğum gününü kutluyor.

- Tom is celebrating his thirtieth birthday.
- Tom is celebrating his 30th birthday.

Doğum gününü kaçırdığım için üzgünüm.

- I'm sorry I missed your birthday.
- I'm sorry that I missed your birthday.

Babanın doğum gününü hatırlıyor musun?

Do you remember your father's birthday?

Bütün gününü televizyonun önünde geçirmemelisin.

You shouldn't spend the whole day in front of the box!

Tom doğum gününü hapiste geçirdi.

Tom spent his birthday in jail.

Tom doğum gününü hastanede geçirdi.

Tom spent his birthday in the hospital.

Senin doğum gününü takvimime koydum.

I've put your birthday on my calendar.

Tom, Mary'nin doğum gününü unuttu.

Tom forgot Mary's birthday.

- Kim, Hu Jintao'nun doğum gününü biliyor?
- Hu Jintao'nun doğum gününü kim biliyor?

Who knows Hu Jintao's birthday?

Yarasının iyileşmesi Rei'nin 20 gününü aldı.

It took Rei 20 days to get over her injury.

Dün on beşinci doğum gününü kutladı.

She celebrated her fifteenth birthday yesterday.

Sevgililer gününü Tom'la birlikte mi geçiriyorsun?

Are you spending Valentine's Day with Tom?

Şükran gününü Tom'la birlikte mi geçiriyorsun

Are you spending Thanksgiving with Tom?

14 Şubat'ta Amerikalılar sevgililer gününü kutlar.

On February 14 Americans celebrate St. Valentine's Day.

Onun doğum gününü bir partiyle kutladık.

We celebrated his birthday with a party.

Hiç karının doğum gününü unuttun mu?

Have you ever forgotten your wife's birthday?

Doğum gününü kutlamak için ne yaparsın?

What do you do to celebrate your birthday?

Kate neredeyse doğum gününü hiç kutlamaz.

Kate hardly ever celebrates her birthday.

- Gününü gün et.
- Günün tadını çıkar.

Enjoy your day.

Doğum gününü yalnız geçirmene müsaade etmeyeceğim.

I'm not going to let you spend your birthday alone.

Tom bütün gününü yatakta okuyarak geçirdi.

Tom spent the whole day reading in bed.

O altmışıncı doğum gününü hastanede geçirdi.

He spent his sixtieth birthday in the hospital.

Bir insanın mutluluğu onun gününü uzatır.

The happiness of a person prolongs his day.

Tom gününü gün ediyor gibi görünüyor.

- Tom looks like he's enjoying himself.
- It seems like Tom is enjoying himself.

Tom otuzuncu doğum gününü hapiste geçirdi.

Tom spent his thirtieth birthday in jail.

Tom bugün otuzuncu doğum gününü kutluyor.

- Tom is celebrating his 30th birthday today.
- Tom is celebrating his thirtieth birthday today.

Tom 30. yaş gününü Boston'da geçirdi.

Tom spent his thirtieth birthday in Boston.

Tom bütün gününü televizyon izleyerek geçirdi.

Tom spent the whole day watching TV.

Tom doğum gününü hücre hapsinde geçirdi.

Tom spent his birthday in solitary confinement.

Sami, Leyla'nın doğum gününü asla kaçırmazdı.

Sami would never miss Layla's birthday.

- Herkes onun doğum gününü unutmuş numarası yapıyordu.
- Herkes onun doğum gününü unutmuş gibi davranıyordu.

Everyone pretended they forgot his birthday.

Bu işi bitirmek onun iki gününü alacaktır.

It'll take him two days to finish this work.

Doğum gününü mü unuttun? Ağzından yel alsın.

Forget your birthday? Perish the thought.

İnsanlar pazar gününü sevmezler ama ben seviyorum.

People don't tend to like Sundays, but I do.

Bu yıl doğum gününü hatırladım, değil mi?

I remembered your birthday this year, didn't I?

Onun doğum gününü kutlamak için ne yapıyorlar?

What are they doing to celebrate her birthday?

Tom 13. doğum gününü 20 Ekim'de kutladı.

Tom celebrated his 13th birthday on October 20th.

Tom her zaman Mary'nin doğum gününü unutur.

Tom always forgets Mary's birthday.

Onun doğum gününü büyük bir partiyle kutladılar.

They celebrated his birthday with a big party.

Sevgililer Gününü unuttuğu için erkek arkadaşıma kızgınım.

I'm angry with my boyfriend for forgetting about Valentine's Day.

Tom geçen hafta yirminci yaş gününü kutladı.

Tom celebrated his twentieth birthday last week.

Sen gerçekten gününü gün ediyor gibi görünüyorsun.

You seem to really be enjoying yourself.

Tom hiçbir zaman bir iş gününü kaçırmadı.

Tom never missed a day of work.

- Tom'a gününü göstermek gerek.
- Tom'un icabına bakılmalı.

- Tom needs to get got.
- Tom must be dealt with.

Tom her sene Mary'nin doğum gününü unutur.

Tom forgets Mary's birthday every year.

Doğum gününü hastanede geçirmek zorunda kalmaktan korkuyordu.

He dreaded having to spend his birthday in the hospital.

- Baba tarafından dedem yarın 88. doğum gününü kutluyor.
- Babamın babası yarın seksen sekizinci yaş gününü kutlayacak.

My grandfather on my father's side is celebrating his 88th birthday tomorrow.

O, onun doğum gününü kutlamak için bir partiydi.

It was a party to celebrate her birthday.

14 Şubat günü Amerikalılar St. Valentine gününü kutlar.

On February 14 Americans celebrate St. Valentine's Day.

Onun 70. doğum gününü kutlamada bir parti verdik.

We gave a party in celebration of his 70th birthday.

Eğer Tom ortaya çıkarsa, bu, Mary'nin gününü mahvedecek.

If Tom shows up, it's going to ruin Mary's day.

Onun gününü mahvetmek istemediğim için Tom'a ondan bahsetmedim.

I didn't tell Tom about it because I didn't want to ruin his day.

O, doğum gününü unuttuğu için onu affedecek mi?

Will she forgive him for forgetting her birthday?

Dan işteki son gününü tekno müzik dinleyerek geçirdi.

Dan spent his last day at work listening to techno music.

Annemin tarafından dedem yarın 60. doğum gününü kutluyor.

My grandfather on my mother's side is celebrating his 60th birthday tomorrow.

Sami ve Leyla, kızlarının altıncı doğum gününü kutladı.

Sami and Layla celebrated their daughter's sixth birthday.

Onun doğum gününü unuttuğum için karım bana diş biledi.

My wife has had it in for me since I forgot her birthday.

Kızının doğum gününü kutlamak için akşam yemeğinde arkadaşımın evindeydim.

I was at my friend's house for dinner to celebrate his daughter's birthday.

Doğum gününü yalnız geçirmene izin vermemin hiçbir yolu yok.

There's no way I'm letting you spend your birthday alone.

Tom garajı boyamayı bitirmenin onun bir gününü alacağını düşündü.

- Tom figured it would take him a full day to finish painting the garage.
- Tom figured that it would take him a full day to finish painting the garage.

- Tom gerçekten gününü gün etmiyordu.
- Tom gerçekten keyif almıyordu.

Tom wasn't really enjoying himself.