Translation of "Götürmek" in English

Bulunan bir köye götürmek.

to a remote village right in the heart of the jungle.

Oğlumu doktora götürmek zorundayım.

I have to take my son to the doctor.

Tom'u eve götürmek istiyorum.

I want to take Tom home.

Tom'u nereye götürmek istedin?

Where did you want to take Tom?

Seni Boston'a götürmek istiyorum.

I want you to drive to Boston.

Tom'u doktora götürmek zorundayız.

- We've got to take Tom to the doctor.
- We have to get Tom to a doctor.

Tom'u hastaneye götürmek zorundayız.

- We have to get Tom to the hospital.
- We have to get Tom to a hospital.
- Tom needs to be taken to a hospital.
- Tom needs to be taken to the hospital.

Tom'u benimle götürmek istiyorum.

I want to take Tom with me.

Bizi eve götürmek zorundasın.

You have to drive us home.

Tom'u eve götürmek zorundayım.

- I've got to get Tom home.
- I have to take Tom home.

Neden onu götürmek zorundayız?

Why do we have to take it away?

Beni seninle götürmek zorundasın.

You've got to take me with you.

Tom'u eve götürmek üzereyim.

I'm about to take Tom home.

Seni benimle götürmek istiyorum.

I want to take you with me.

Onu eve götürmek zorundayım.

I've got to get him home.

Bizi nereye götürmek istedin?

Where did you want to take us?

Onları nereye götürmek istedin?

Where did you want to take them?

Beni nereye götürmek istedin?

Where did you want to take me?

Onu nereye götürmek istedin?

Where did you want to take him?

Onları benimle götürmek istiyorum.

I want to take them with me.

Onu benimle götürmek istiyorum.

I want to take him with me.

Onları eve götürmek istiyorum.

I want to take them home.

Onu eve götürmek istiyorum.

I want to take him home.

Seni eve götürmek zorundayım.

I have to get you home.

Onları eve götürmek zorundayım.

I have to get them home.

Onu okula götürmek zorundaydım.

I had to get her to school.

Onları yatağa götürmek zorundayız.

We've got to get them to bed.

Onu yatağa götürmek zorundayız.

We've got to get him to bed.

Tom'u okula götürmek zorundaydım.

I had to take Tom to school.

Kediyi bugün veterinere götürmek zorundayım.

I have to take the cat to the vet today.

Kim beni Ambar'a götürmek istiyor?

Who wants to drive me to Ambar?

Çocuklarımı plaja götürmek hoşuma gidiyor.

I like to take my children to the beach.

Tom beni arabayla götürmek istedi.

Tom wanted me to drive.

Tom seni eve götürmek istiyor.

Tom wants to take you home.

Seni akşam yemeğine götürmek istiyorum.

- I want to take you to dinner.
- I would like to take you out to dinner.

Seni öğle yemeğine götürmek istiyorum.

I want to take you to lunch.

Tom'u bir hastaneye götürmek zorundayız.

- We've got to get Tom to a hospital.
- We have to get Tom to a hospital.

Seni bir doktora götürmek zorundayız.

- We have to get you to a doctor.
- We should get you to a doctor.

Bizi oraya götürmek zorunda kalacaksın.

You'll have to drive us there.

Tom'u yatağa götürmek zorunda kaldım.

I had to carry Tom to bed.

Tom'u okula götürmek zorunda kaldım.

I had to get Tom to school.

Tom'u hastaneye götürmek zorunda kaldım.

I had to take Tom to the hospital.

Tom'u akşam yemeğine götürmek üzereyim.

I'm about to take Tom to dinner.

Sizi eve götürmek için buradayım.

I'm here to take you home.

Tom'u eve götürmek için buradayım.

I'm here to take Tom home.

Tom'u bir doktora götürmek zorundayız.

We have to get Tom to a doctor.

Seni bir hastaneye götürmek zorundayız.

We have to get you to a hospital.

Onları bir doktora götürmek zorundayım.

I have to get them to a doctor.

Şimdi Tom'u eve götürmek zorundayım.

I have to take Tom home now.

Tom'u benimle götürmek zorunda kalacağım.

I'll have to take Tom with me.

Kim bunu eve götürmek istiyor?

Who wants to take this home?

Sadece onları eve götürmek istiyoruz.

We just want to take them home.

Sadece onu eve götürmek istiyoruz.

We just want to take him home.

Seni benimle götürmek zorunda kalacağım.

- I'll have to take you with me.
- I'll have to take her with me.

Onları benimle götürmek zorunda kalacağım.

I'll have to take them with me.

Onu benimle götürmek zorunda kalacağım.

I'll have to take him with me.

Şimdi onu eve götürmek zorundayım.

I have to take him home now.

Onları bir doktora götürmek zorundasın

You have to get them to a doctor.

Onları bir doktora götürmek zorundayız.

We have to get them to a doctor.

Onu bir doktora götürmek zorundayız.

We have to get him to a doctor.

Onları okula götürmek zorunda kaldım.

I had to get them to school.

Onu okula götürmek zorunda kaldım.

I had to get him to school.

Tom'u eve geri götürmek zorundayız.

We've got to get Tom back home.

Kim Tom'u eve götürmek istiyor.

Who wants to take Tom home?

Kim beni eve götürmek istiyor?

Who wants to take me home?

Kim seni eve götürmek istiyor?

Who wants to take you home?

Seni hastaneye geri götürmek istiyorum.

I want to take you back to the hospital.

Korkarım çiçekleri götürmek zorunda kalacaksın.

I'm afraid you'll have to take the flowers away.

Fadil seni nereye götürmek istiyordu.

Where did Fadil want to take you?

Tom seni nereye götürmek istiyor?

Where did Tom want to take you?

Tom kimi dansa götürmek istiyor?

Who does Tom want to take to the dance?

Tom Mary'yi dansa götürmek istedi.

Tom wanted to take Mary to the dance.

Biz sadece Tom'u eve götürmek istiyoruz.

We just want to take Tom home.

Tom'u bir uzman doktora götürmek zorundayız.

We have to get Tom to a specialist.

Bir şekilde seni eve götürmek zorundayız.

We have to get you home somehow.

Götürmek için bir kahve alabilir miyim?

Can I get a coffee to go?

Tom seni eve götürmek için bekliyor.

Tom is waiting to take you home.

Seni arabayla eve götürmek için geldim.

I came to give you a ride home.

Tom'u üst kata götürmek zorunda kaldım.

I had to carry Tom upstairs.

Tom, Mary'yi Boston'a yanında götürmek istedi.

Tom wanted to take Mary with him to Boston.

Sizi eve götürmek için onu alacağım.

I'll get her to drive you home.

Şimdi seni eve götürmek zorunda kalacağım.

I have to take you home now.

Şimdi onları eve götürmek zorunda kalacağım.

I have to take them home now.

Sizi eve götürmek için onları alacağım.

I'll get them to drive you home.

Bugün kitabı kütüphaneye geri götürmek zorundayım.

I have to take the book back to the library today.