Translation of "Fabrika" in English

0.006 sec.

Examples of using "Fabrika" in a sentence and their english translations:

Görecekleri fabrika işleri

move from city to city,

fabrika karşıma çıktı.

the factory.

Fabrika oyuncak üretiyor.

The factory manufactures toys.

Fabrika onu istemedi.

The factory did not want him.

Fabrika cephane üretir.

The factory produces ammunition.

Fabrika işçileri sendikalaştı.

The plant workers unionized.

- Tom'un eskiden çalıştığı fabrika kapandı.
- Tom'un çalıştığı fabrika kapanmış.

The factory where Tom used to work has been closed down.

Fabrika ayarlarına geri dönmek

Restoring factory settings

Fabrika yandığı gece neredeydin?

- Where were you the night the factory burned down?
- Where were you the night that the factory burned down?

Birçok yeni fabrika açıldı.

Many new factories have opened.

O fabrika oyuncaklar üretir.

That factory manufactures toys.

O fabrika oyuncak üretir.

That factory makes toys.

Fabrika tam kapasite çalışıyor.

The factory is running at full capacity.

Tom'un çalıştığı fabrika kapanacak.

The factory where Tom works is going to be closed down.

Bu fabrika oyuncak üretir.

This factory makes toys.

- Fabrika yeni türde bir araba üretiyor.
- Fabrika yeni bir araba tipi üretiyor.
- Fabrika yeni bir araba modeli üretiyor.

The factory is producing a new type of car.

çünkü fabrika onun zamanında kapanıyordu.

that this factory was closing on his watch.

Fabrika atıkları bazen nehirlerimizi kirletir.

Factory waste sometimes pollutes our rivers.

Önümüzdeki hafta fabrika muhtemelen kapatılacak.

Possibly the factory will be closed down next week.

Fabrika eski makineleri kaldırmayı düşünüyor.

The factory decided to do away with the old machinery.

Babam bir fabrika için çalışmaktadır.

My father works for a factory.

Fabrika on yıl önce kapatıldı.

The factory was shut down ten years ago.

Muhtemelen fabrika gelecek hafta kapanacak.

The plant is likely to be closed next week.

Yeni fabrika için yer kararlaştırılmadı.

The site for the new factory has not been decided.

Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir.

This factory manufactures automobile parts.

Kawasaki'de bir sürü fabrika var.

There are a lot of factories in Kawasaki.

Modern bir fabrika tamamen otomatiktir.

A modern factory is totally automated.

Fabrika birçok karmaşık makineleri kullanır.

The factory uses many complicated machines.

Bu fabrika neredeyse tamamen otomatiktir.

This factory is almost fully automated.

Bu fabrika geceleri de çalışır.

This factory also operates at night.

Bu fabrika pamuk ürünleri üretir.

The factory produces cotton goods.

Fabrika üretimini azaltmak zorunda kaldı.

The factory had to cut back its production.

Fabrika bir yıldır boş duruyor.

The factory has been lying idle for a year.

O fabrika, bilgisayar üretimi içindir.

That factory is for the manufacture of computers.

Bu köyde hiç fabrika yok.

There is no factory in this village.

Fabrika, insanlar için robotlar üretiyor.

The factory produces robots for people.

Bu fabrika, CD çalarlar üretiyor.

This factory produces CD players.

- Bu fabrika günde 500 otomobil üretir.
- Bu fabrika günde 500 otomobil üretiyor.

This factory produces 500 automobiles a day.

- Tom büyük bir fabrika için çalışıyor.
- Tom büyük bir fabrika için çalışır.

Tom works for a large factory.

Buranın yalnızca eski bir fabrika olmamasıydı.

was that this wasn't just an old factory.

Bu yüzden küçük bir fabrika kurdu

So he started a small factory

İşte bizim fabrika ayarlarımız Orta Asya

Here are our factory settings in Central Asia

Tony fabrika ve dükkanlar hakkında düşündü.

Tony thought about the factory and the shops.

Fabrika üç yüz işçiyi işten çıkardı.

The factory has laid off some three hundred workers.

Şehrin bu bölümünde birçok fabrika var.

There are many factories in this part of the city.

Fabrika her ay binlerce şişe üretir.

The factory produces thousands of bottles every month.

Bu fabrika CD çalarlar imal etmektedir.

This factory manufactures CD players.

Bu nehir, fabrika atıkları ile kirlenmiş.

This river is polluted with factory waste.

Bu fabrika günde 200 araba üretebilir.

This factory can turn out 200 cars a day.

Tom bir fabrika yapma planından vazgeçti.

Tom abandoned his plan to build a factory.

Bu yerleşke; okul ya da fabrika değil.

This compound isn’t a school or a factory.

Bu şirket Çin'de bir fabrika inşa ediyor.

This company is building a factory in China.

Kasaba yerel fabrika kapandıktan sonra gerilemeye başladı.

The town began to decline after the local factory closed.

Orada yeni bir fabrika inşa etmemiz gerektiğini öneririm.

I suggest that we should build a new factory there.

Bir fabrika, bir yerleşim bölgesi için uygun değildir.

A factory is not suitable for a residential district.

Onlar başka bir fabrika kurmak için yeterli sermayeye sahip.

- They have enough capital to put up another factory.
- They have enough capital to establish another factory.

Salmonella salgınları ıspanak ithalatçılarının temiz fabrika çalıştırma itibarını lekeledi.

Salmonella outbreaks blemished spinach importers' reputation for running clean factories.

Fabrika o kadar eskiydi ki sahipleri fabrikanın değersiz olduğunu düşünüyordu.

The factory was so old, the owners thought it was worthless.

Onlar burada bir fabrika inşa etmenin çok pahalı olacağını düşündü.

They thought it would be too expensive to build a factory here.

Ben sadece basit bir fabrika işçisiyim. Neden beni rahatsız ediyorsunuz?

I'm just a simple factory worker. Why do you bother me?

Bu fabrika parçalardan bitmiş ürünlere kadar ölçünlenmiş entegre üretim sistemi kullanmaktadır.

This factory uses an integrated manufacturing system standardized from parts on through to finished products.

Örnek vermek gerekirse 60larda Renault Bursa'da bir fabrika açtı, Türkiye'nin kuzeyinde bir şehir.

For example, in the 60s, Renault opened a factory in BURSA, a city in northern Turkey.

Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.

After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.

- Fabrika işçilerinin aileleri okul, hastane ve mağazalara ihtiyaç duyar; böylece bu hizmetleri sağlayacak daha fazla insan yaşamak için bu bölgeye gelir ve de bir şehir oluşur.
- Fabrika işçilerinin ailelerinin okullara, hastanelere ve mağazalara ihtiyaçları vardır, bu yüzden bu hizmetleri sağlamak için daha fazla insan bölgede yaşamak için gelir. Böylece bir şehir gelişir.

The families of the factory workers need schools, hospitals, and stores, so more people come to live in the area to provide these services, and thus a city grows.