Translation of "Edildiğini" in English

Uruguay'da icat edildiğini söylerdi.

was invented in Uruguay.

Adımın nasıl telaffuz edildiğini,

Know how to pronounce my name.

Tehdit edildiğini hissediyor musun?

Do you feel threatened?

Tom takip edildiğini biliyordu.

- Tom knew he was being followed.
- Tom knew that he was being followed.

Toplantının iptal edildiğini düşündüm.

I thought the meeting had been canceled.

Tehdit edildiğini hissettin mi?

Did you feel threatened?

Tom takip edildiğini bilmiyordu.

Tom didn't know he was being followed.

Tom'un ipnotize edildiğini biliyorum.

- I know Tom was mesmerized.
- I know that Tom was mesmerized.

Tom'un üyeliğinin iptal edildiğini duydum.

I heard Tom's membership has been revoked.

Tom kendisine hakaret edildiğini biliyordu.

Tom knew he was being insulted.

Tom biraz ihmal edildiğini hissetti.

Tom felt a little left out.

Bir kukla manipüle edildiğini bilmiyor.

A puppet doesn't know that it is being manipulated.

Efsane ormanda terk edildiğini söylüyor.

The legend says he was abandoned in the woods.

Tom mahcup edildiğini itiraf ediyor.

- Tom admits he was overwhelmed.
- Tom admits that he was overwhelmed.

Kimin davet edildiğini biliyor musun?

Do you know who's been invited?

Toplantının iptal edildiğini Tom'a söylemedim.

I didn't tell Tom that the meeting had been canceled.

O bana gezinin iptal edildiğini söyledi.

He told me that the trip was off.

Yeni bir aşının test edildiğini anlıyorum.

I understand a new vaccine is being tested.

Tom göz ardı edildiğini fark ediyor.

- Tom realizes he's being ignored.
- Tom realizes that he's being ignored.

Sana ne teklif edildiğini anladığını sanmıyorum.

- I don't think you realize what you're suggesting.
- I don't think that you realize what you're suggesting.

Onun adının nasıl telaffuz edildiğini bilmiyorum.

I don't know how to pronounce his name.

Kelimenin nasıl telaffuz edildiğini sana söyleyemem.

I can't tell you how to pronounce the word.

Kendine hakaret edildiğini hissettiğinde o sinirlendi.

Feeling himself insulted, he got angry.

Tom arabamın nereye park edildiğini sordu.

- Tom asked me where my car was parked.
- Tom asked where my car was parked.

Tom neden davet edildiğini merak ediyordu.

Tom wondered why he had been invited.

Tom bana gezinin iptal edildiğini söyledi.

- Tom told me that the trip had been canceled.
- Tom told me the trip had been canceled.

Tom'a bugünkü toplantının iptal edildiğini söyledim.

I told Tom that today's meeting was canceled.

Toplantının iptal edildiğini biri Tom'a söylemeli.

Someone should tell Tom that the meeting was canceled.

Tom, pikniğin neden iptal edildiğini bilmiyor.

Tom doesn't know why the picnic was canceled.

Fayda sağlamak için icat edildiğini anladığımız zaman

in order to advantage themselves and us,

Bu kelimenin nasıl telaffuz edildiğini biliyor musunuz?

Do you know how to pronounce this word?

Trafik ışıkları tarafından tehdit edildiğini hissediyor musunuz?

Do you feel threatened by the traffic lights?

Tom'un Harvard'a kabul edildiğini bilmek isteyeceğini düşündüm.

- I thought you'd be interested to know that Tom got accepted into Harvard.
- I thought that you'd be interested to know that Tom got accepted into Harvard.

İhtiyacın olan şeyin henüz icat edildiğini sanmıyorum.

- I don't think what you need has been invented yet.
- I don't think that what you need has been invented yet.

Tom bana arabamın nereye park edildiğini sordu?

Tom asked me where my car was parked.

Tom'un arabasının nerede park edildiğini biliyor musunuz?

Do you know where Tom's car is parked?

Hiç Allah tarafından terk edildiğini hissettin mi?

Have you ever felt abandoned by God?

Tehdit edildiğini düşünüyorsan, evime gelmekte tereddüt etme.

If you feel threatened, don't hesitate to come to my house.

Tom, Mary tarafından göz ardı edildiğini hissetti.

Tom felt ignored by Mary.

Tom'a onun Mary tarafından tavsiye edildiğini söyle.

Tell Tom that he was recommended by Mary.

Tom üç el ateş edildiğini duyduğunu söyledi.

- Tom said he heard three shots fired.
- Tom said that he heard three shots fired.

Tom, pikniğin neden iptal edildiğini bilmediğini söyledi.

- Tom said he didn't know why the picnic was canceled.
- Tom said that he didn't know why the picnic was canceled.

Tom, üç adam tarafından gasp edildiğini söyledi.

- Tom said he was mugged by three men.
- Tom said that he was mugged by three men.

Tom üç bin dolar teklif edildiğini söyledi.

- Tom said he's been offered three thousand dollars.
- Tom said that he's been offered three thousand dollars.

Bir özel dedektif tarafından takip edildiğini düşünüyor.

He thinks he's being shadowed by a private detective.

Fikrinin Donald Trump tarafından icat edildiğini düşünüyorsan yanılıyorsun.

this idea of a trade war was Donald Trump’s invention… you are very mistaken.

İlk kez ne zaman takip edildiğini fark ettin?

When did you first notice you were being followed?

Sami, en iyi polo oyuncularının ithal edildiğini biliyordu.

Sami knew that the best polo players were imported.

- Tom ihanete uğradığını söyledi.
- Tom ihanet edildiğini söyledi.

- Tom said he'd been betrayed.
- Tom said that he'd been betrayed.

Tom Harvard'a kabul edildiğini birine söylemek için can atıyordu.

Tom has been dying to tell someone about being accepted into Harvard.

Kırmızı ile mavinin karışımından mor elde edildiğini biliyor muydun?

Did you know that if you mixed red and blue paint you obtained purple?

Kırmızı ile mavinin karışımından mor elde edildiğini biliyor muydunuz?

Did you know that if you mixed red and blue paint you obtained purple?

- Tom takip edildiğini fark etti.
- Tom izlendiğini fark etti.

- Tom realized he was being followed.
- Tom realized that he was being followed.

Öğretmen Arapça Seviye 5'in bu dönem iptal edildiğini duyurdu.

The teacher announced that Arabic Level 5 has been canceled for this term.

- Tom nasıl dans edildiğini biliyor mu?
- Tom dans etmeyi biliyor mu?

Does Tom know how to dance?

Faiz oranlarının ödünç alanların iş riskine uygun olarak tespit edildiğini biliyorum.

I know that interest rates are fixed in accordance to the borrower's business risk.

Biz evin jartiyer yılanları ile istila edildiğini keşfettik. Onlar her yerdeler!

- We discovered that that house is infested with garter snakes. They're all over the place!
- We discovered that house is infested with garter snakes. They're all over the place!

Suchet, birliklerinin yetersiz tedarik edildiğini, disiplinsiz olduğunu ve morallerinin düşük olduğunu gördü.

Suchet found his troops to be poorly supplied, ill-disciplined and low in morale.

Evet, ondan söz edildiğini duydum ama yine de senden duyduğum için seviniyorum.

Yes, I have heard mention of that, but I love to hear it from you.

Bilim adamları, Avustralya'daki Büyük Set Resifi'nin yarısından fazlasının son 30 yıl içinde yok edildiğini söylüyorlar.

Scientists say more than half of Australia's Great Barrier Reef has been destroyed in the past 30 years.

Ertesi akşam, tahtın ilahi hakkı, gece gökyüzünde muhteşem bir kuyruklu yıldız tarafından teyit edildiğini iddia eder.

His divine right to the throne is confirmed the following night by a spectacular comet in the night sky.