Translation of "Duyuyordu" in English

Fadıl pişmanlık duyuyordu.

Fadil sounded remorseful.

Babasıyla çok gurur duyuyordu.

She was very proud of her father.

Tom seninle gurur duyuyordu.

Tom was proud of you.

O onunla gurur duyuyordu.

She was proud of him.

Fadıl o sesleri duyuyordu.

Fadil was hearing those voices.

Sami Kuran'a ilgi duyuyordu.

Sami was interested in the Quran.

Sami, Leyla'ya güven duyuyordu.

Sami relied on Layla.

Sami annesine saygı duyuyordu.

Sami respected his mother.

Brezilya'daki insanlar onunla gurur duyuyordu.

- People in Brazil were proud of him.
- The people in Brazil were proud of him.

O, kızı ile gurur duyuyordu.

He was proud of his daughter.

Okul kaydı ile gurur duyuyordu.

He was proud of his school record.

O, dakikliği ile gurur duyuyordu.

He was proud of his punctuality.

Tom seninle çok gurur duyuyordu.

Tom was very proud of you.

O, mali yardıma ihtiyaç duyuyordu.

She needed financial aid.

Tom onunla çok gurur duyuyordu.

Tom was very proud of that.

Tom Mary'ye çok saygı duyuyordu.

Tom had a lot of respect for Mary.

Tom o arabayla gurur duyuyordu.

Tom was so proud of that car.

Sami güçlü bir koku duyuyordu.

Sami smelt a strong odor.

Tom, Mary'ye büyük saygı duyuyordu.

Tom had great respect for Mary.

Tom güvenebileceği birisine ihtiyaç duyuyordu.

- Tom needed someone he could trust.
- Tom needed somebody he could trust.

O, kahrolası aşk sözlerine ihtiyaç duyuyordu.

She needed fuckin' words of love.

O, erkek kardeşi ile gurur duyuyordu.

He was proud of his brother.

O, babasının fakir olmasından utanç duyuyordu.

He is ashamed of his father being poor.

Tom teneke çatıdaki yağmurun sesini duyuyordu.

Tom heard the sound of rain on the tin roof.

Tom bir asker olmaktan gurur duyuyordu.

Tom was proud to be a soldier.

Kale, büyük onarımlara çok ihtiyaç duyuyordu.

The castle was in dire need of major repairs.

Sami etrafındaki diğer insanlara ihtiyaç duyuyordu.

Sami needed other people around him.

Tom anne ve babasının onayına ihtiyaç duyuyordu.

Tom needed his parents' approval.

Sami onu yapmak için Leyla'ya ihtiyaç duyuyordu.

Sami needed Layla to do that.

Öğretmen Tom'un sık sık derse gelmemesinden endişe duyuyordu.

The teacher was worried by Tom's frequent absences from class.

O bu eski eve büyük bir bağlılık duyuyordu.

She had a great attachment to that old house.

Onun askerleri ondan korkuyor ve ona saygı duyuyordu.

His soldiers feared and respected him.

Hayatının önemli bir bölümünü boşa harcadığı için pişmanlık duyuyordu.

He regretted having wasted a great deal of his life.

Birincisi, Apple her zaman iPhone'la para kazanmaktan endişe duyuyordu ve ikincisi, onların ürünü

First, Apple was always worried about earning money with the iPhone, and second, their product