Translation of "Duymazdan" in English

O, nasihatımı duymazdan gelir.

She is deaf to my advice.

Benim bahanelerimi duymazdan geliyordu.

He was deaf to my pleas.

O beni duymazdan geliyor.

He turns a deaf ear to me.

Her zaman tavsiyemi duymazdan gelir.

She always turns a deaf ear to my advice.

Tom Mary'nin sorusunu duymazdan geldi.

Tom ignored Mary's question.

Telefon tekrar çalarsa, onu duymazdan gelmeyi planlıyorum.

If the phone rings again, I plan to ignore it.

Onun bana geri ödemesini istediğimde, duymazdan gelir.

When I ask him to pay me back, he turns a deaf ear.

- Biz Tom'u duymazdan geldik.
- Biz Tom'u göz ardı ettik.

We ignored Tom.

- Tekrar telefon çaldığında, onu görmezden gelmeyi planlıyorum.
- Telefon tekrar çalarsa, onu duymazdan gelmeyi planlıyorum.

If the phone rings again, I plan to ignore it.