Translation of "Dokunarak" in English

0.003 sec.

Examples of using "Dokunarak" in a sentence and their english translations:

Ama dokunarak yakalayabilir.

But he can by touch.

Otomatik kapıların kesin bir avantajı, insanlar kapı kollarına dokunarak bulaşıcı hastalıklarını yayamayacaklarıdır.

A definite advantage of automatic doors is that people can't spread their contagious diseases by touching door handles.

Su o kadar bulanıktı ki polis dalgıçlar vücudu dokunarak aramak zorunda kaldı.

The water was so murky that the police divers had to search for the body by feel.

Görme engelli insanlar Braille denilen kabartılmış noktalardan oluşan bir sistem kullanarak, dokunarak okurlar.

Blind people read by touching, using a system of raised dots called Braille.

Tom, bir nesneye dokunarak o nesne hakkında geçmişe dönük bilgi verebildiğini iddia ediyor.

- Tom claims he has psychometry.
- Tom claims he can read an object's history by touching it.