Translation of "Düşünceli" in English

0.006 sec.

Examples of using "Düşünceli" in a sentence and their english translations:

O düşünceli.

That's thoughtful.

Tom düşünceli.

Tom is tactful.

O çok düşünceli.

That's very thoughtful.

İnce düşünceli miydin?

Were you tactful?

Çok düşünceli görünüyorsun.

You're looking very thoughtful.

Tom oldukça düşünceli.

Tom is quite considerate.

Tom düşünceli görünüyor.

Tom looks thoughtful.

Tom düşünceli görünüyordu.

Tom looked thoughtful.

Kendini ileri düşünceli gören

self-described progressive,

O, düşünceli bir babadır.

He is a considerate father.

Tom düşünceli, değil mi?

Tom is thoughtful, isn't he?

Tom düşünceli olmaya çalıştı.

Tom tried to be tactful.

Tom'un düşünceli olduğunu düşünüyorum.

- I think Tom is considerate.
- I think that Tom is considerate.

O onu düşünceli bıraktı.

That left him pensive.

Neden daha düşünceli olamazsın?

Why can't you be more considerate?

Düşünceli insanlardan makul sorular yöneltti.

has prompted reasonable questions from thoughtful people.

Her birimiz daha düşünceli olabiliriz

Each one of us can be more mindful

Yüzünde düşünceli bir görünüm vardı.

She had a thoughtful look on her face.

O çok düşünceli ve sabırlı.

She is very thoughtful and patient.

O, çok düşünceli bir kişidir.

He is a very thoughtful person.

Tom çok düşünceli bir kişi.

Tom is a very thoughtful person.

Herkes senin kadar düşünceli değil.

Not everyone is as considerate as you are.

Tom düşünceli şekilde başını salladı.

Tom nodded thoughtfully.

Tom düşünceli bir genç adam.

Tom is a thoughtful young man.

Oh, teşekkürler! Ne kadar düşünceli.

Oh, thanks! How thoughtful.

O, nazik ve düşünceli bir adamdır.

He's a kind and thoughtful man.

Tom'un yüzünde düşünceli bir bakış vardı.

Tom had a thoughtful look on his face.

Tom sabırlı ve düşünceli bir adamdır.

Tom is a patient and thoughtful man.

Tom, Mary'nin göründüğü kadar düşünceli görünmüyordu.

Tom didn't seem to be as considerate as Mary seemed to be.

O sadece bir çocuk, ama çok düşünceli.

He's only a boy, but he is very thoughtful.

Onlar Reagan'ın sakin ve düşünceli göründüğünü söyledi.

They said Reagan seemed calm and thoughtful.

O yaratıcı, akıllı ve düşünceli bir bireydir.

He is a creative, intelligent and thoughtful individual.

Bazen aynı zamanda düşünceli ve dürüst olmak zor.

Sometimes it's hard to be tactful and honest at the same time.

O her zaman çok düşünceli ve özenli oldu.

He has always been very considerate and caring.