Translation of "Düşüktür" in English

0.006 sec.

Examples of using "Düşüktür" in a sentence and their english translations:

Suç oranı düşüktür.

The crime rate is low.

İşsizlik çok düşüktür.

Unemployment is very low.

Fiyatlar Kobe'de daha düşüktür.

Prices are lower in Kobe.

Öğretmenlerin maaşları çok düşüktür.

Teachers' salaries are very low.

Tom'un cezalandırılma ihtimali çok düşüktür.

The probability of Tom being punished is very small.

- Tom geveze.
- Tom'un çenesi düşüktür.

Tom is talkative.

Bu bilgisayarın fiyatı çok düşüktür.

The price of this computer is very low.

Burada fiyatlar gülünç derecede düşüktür.

The prices here are ridiculously low.

Ev fiyatları nerede daha düşüktür?

Where are house prices lower?

Görme yetileri ise çok düşüktür bu yarasaların

their ability to see is very low

Bir öğretmenin aylığı bir avukatınkinden daha düşüktür.

- The salary of a teacher is lower than that of a lawyer.
- A teacher's salary is less than an attorney's.

Büyük mağazaları tercih ederim: fiyatlar daha düşüktür.

I prefer department stores: the prices are lower.

Tablet içinde, askorbik asid konsantrasyonu çok düşüktür.

The concentration of ascorbic acid in the tablet is very low.

Köpekbalığı tarafından saldırıya maruz kalma olasılığı çok düşüktür.

The likelihood of being attacked by a shark is very low.

Bir köpek balığı tarafından saldırıya uğrama şansı çok düşüktür.

The chances of being attacked by a shark are very low.

Düşük frekanslı gürlemelerle... ...ki bazısı o kadar düşüktür ki insanlar duyamaz...

Using low-frequency rumbles, some so low, they’re inaudible to humans,

Japonya'da istihdam imkanları kadınlar için erkekler için olduğundan önemli ölçüde düşüktür.

In Japan, employment opportunities are significantly lower for women than they are for men.

Bir köpekbalığı tarafından saldırıya uğrama şansı çok düşüktür, özellikle bir havuzda.

The chances of being attacked by a shark are very low, especially in a pool.

Açık havada daha fazla zaman harcayan çocukların miyop riski daha düşüktür.

Children who spend more time outdoors have a lower risk of myopia.

O yerin yiyeceği lezzetlidir ve fiyatları düşüktür. Ancak onların yeri iyi değildir.

That place's food is delicious and their prices are low. However, their location isn't good.

- Japon tatlıları, Batı tatlılarından kalori olarak daha düşüktür.
- Japon tatlıları, Batı tatlılarından daha düşük kalorilidir.

Japanese sweets are lower in calories than Western sweets.

Manyetosferin içinde, uzay plazmasının yoğunluğu (elektronlar ve iyonlar gibi yüklü parçacıklar), güneş rüzgarının hüküm sürdüğü dışarıdaki plazmadan çok daha düşüktür. Manyetopoz adı verilen sınır, iki farklı yoğunluk bölgesi farklı hızlarda hareket ettiğinde kararsız hale gelir.

Inside the magnetosphere, the density of the space plasma—charged particles, like electrons and ions—is much lower than the plasma outside, where the solar wind prevails. The boundary, called the magnetopause, becomes unstable when the two different density regions move at different rates.