Translation of "Bilmeye" in English

0.010 sec.

Examples of using "Bilmeye" in a sentence and their english translations:

Bilmeye hakkım var.

I have a right to know.

Birkaç şey bilmeye ihtiyacım var.

I need to know some things.

Çocuğum her şeyi bilmeye meraklı.

My child is curious to know everything.

Tom ne düşündüğünü bilmeye can atıyor.

Tom is dying to know what you think.

Meg Japonya hakkında her şeyi bilmeye meraklı.

Meg is curious to know everything about Japan.

Tom'un bavulunda ne olduğunu bilmeye can atıyorum.

I'm dying to know what's in Tom's suitcase.

- Benim bilme hakkım vardı.
- Bilmeye hakkım vardı.

I had a right to know.

Tom'un arabalar hakkında bilmediği şeyler bilmeye değmez.

What Tom doesn't know about cars isn't worth knowing.

Tom'un onu neden yapmak istemediğini bilmeye ihtiyacım yok.

I don't need to know why Tom didn't want to do that.

Her vergi mükellefinin, parasının nereye gittiğini bilmeye hakkı vardır.

Each taxpayer has the right to know where his money goes.

Bu süngerin ne kadar su emebileceğini bilmeye ihtiyacımız var.

We need to know how much water this sponge can absorb.

Sami, Leyla'nın, hayatının her saniyesinde nerede olduğunu bilmeye ihtiyaç duydu.

Sami needed to know where Layla was every second in her life.