Translation of "Bileğimi" in English

0.004 sec.

Examples of using "Bileğimi" in a sentence and their english translations:

Bileğimi burktum.

I sprained my wrist.

Ayak bileğimi burktum.

I twisted my ankle.

Ayak bileğimi incittim.

I've hurt my ankle.

Düştüm ve bileğimi yaraladım.

I fell down and hurt my wrist.

Üzerine düştüğümde bileğimi kırdım.

I broke my wrist when I fell on it.

Bu, bileğimi yaraladığım zamandır.

That's when I injured my ankle.

Bileğimi yaraladığım yer bu.

That's where I injured my ankle.

Bileğimi burktuğum için oynamayacağım.

I won't play because I've twisted my ankle.

Sanırım ayak bileğimi burktum.

- I think I've sprained my ankle.
- I think that I've sprained my ankle.

Düştüğüm anda bileğimi kırdığımı biliyordum.

I knew I'd broken my wrist the moment I fell.

Ayak bileğimi incitmeseydim yarışı kazanabilirdim.

- I could have won the race if I hadn't sprained my ankle.
- I could've won the race if I hadn't sprained my ankle.

Ben kaydım ve ayak bileğimi burktum.

I slipped and twisted my ankle.

Bir taşa takıldım, ayak bileğimi incittim.

I tripped on a stone, twisting my ankle.

- Merdivende bir adımı kaçırdım ve korkarım ayak bileğimi burktum.
- Merdivende adımımı boşa atıp ayak bileğimi burktum maalesef.

I missed a step on the stairs and I'm afraid I sprained my ankle.

Ben bir taşın üzerinde takıldım ve bileğimi burktum.

I tripped on a stone and twisted my ankle.

Elimi, bileğimi, kolumun ön kısmını ve dirseğimi incittim.

I hurt my hand, my wrist, my forearm, and my elbow.