Translation of "Beslemeye" in English

Tavukları beslemeye gitmem gerekir.

I need to go feed the chicken.

Ben ördekleri beslemeye gideceğim.

I'm going to go feed the ducks.

Herkesi beslemeye yetecek kadar yiyecek getirdik.

We've brought enough food to feed everyone.

Tom herkesi beslemeye yetecek kadar yiyecek getirdi.

Tom brought enough food to feed everyone.

O, köpeğini o gün daha önce vurduğu tavşanla beslemeye karar verdi.

He decided to feed his dog the rabbit that he had shot earlier that day.

Benim iki yaşındaki oğlum onu beslemeye çalıştığım sağlıklı yiyeceğin bazısını yemeyecek.

My two-year-old won't eat some of the healthy food I've been trying to feed him.

Veterineri ona yapmamasını söylese bile, o köpeğini çiğ sebzelerle beslemeye devam etti.

Even though her vet told her not to, she continued to feed her dog raw vegetables.

Bir sokak köpeği Tom'u eve kadar izledi ve o onu beslemeye karar verdi.

A stray dog followed Tom home and he decided to keep it.