Translation of "öpmeye" in English

0.004 sec.

Examples of using "öpmeye" in a sentence and their english translations:

Birbirlerini öpmeye başladılar.

- They started kissing each other.
- They began to kiss.

Dudaklarımdan öpmeye çalıştı.

He tried to kiss me on the mouth.

Tom, Mary'yi öpmeye çalıştı.

Tom tried to kiss Mary.

Tom Mary'yi öpmeye çalıştı

Tom tried to kiss Mary and she slapped him.

Ben Mary'yi öpmeye çalıştım.

I tried to kiss Mary.

Tom beni öpmeye çalıştı.

Tom tried to kiss me.

O beni öpmeye çalıştı.

He tried to kiss me.

O onu öpmeye çalıştı.

He tried to kiss her.

Tom, Mary'yi öpmeye kararlıydı.

Tom was determined to kiss Mary.

Tom Mary'yi öpmeye başladı.

Tom started kissing Mary.

Tom, Mary'yi öpmeye çalışmadı.

Tom didn't try to kiss Mary.

Tom'un seni öpmeye çalıştığını gördüm.

I saw Tom try to kiss you.

Onun seni öpmeye çalıştığını gördüm.

- I saw him try to kiss you.
- I saw her try to kiss you.

Tom Mary'yi öpmeye çalıştığını söyledi.

- Tom said he tried to kiss Mary.
- Tom said that he tried to kiss Mary.

Umarım Tom beni öpmeye çalışmaz.

I hope Tom doesn't try to kiss me.

Tom asla Mary'yi öpmeye çalışmadı.

Tom never tried to kiss Mary.

Tom beni bir kez öpmeye çalıştı.

Tom tried to kiss me once.

Tom, Mary'yi öpmeye teşebbüs bile etmedi.

Tom didn't even attempt to kiss Mary.

Tom, Mary'yi hiç öpmeye bile çalışmadı.

Tom didn't even try to kiss Mary.

Eve varır varmaz onu öpmeye başladı.

She started kissing him as soon as he got home.

Tom, Mary'nin John'u öpmeye çalıştığını söyledi.

Tom said that Mary tried to kiss John.

Tom asla beni öpmeye çalışmadı bile.

Tom never even tried to kiss me.

Tom Mary'yi öpmeye çalıştığında o onu tokatladı.

When Tom tried to kiss Mary, she slapped him.

Ve sonra o beni tekrar öpmeye başladı.

And then he started kissing me again.

Tom'u öpmeye çalışsan ne olacağını görmek istiyorum.

I'd like to see what would happen if you tried to kiss Tom.

Mary onu öpmeye çalışırsa Tom bunu istemez.

Tom wouldn't like it if Mary tried to kiss him.

Tom Mary'yi öpmeye çalıştı fakat o geriye kaykıldı.

Tom tried to kiss Mary, but she leaned back.

Tom bana Mary'yi öpmeye çalıştığında ne olduğunu söyledi.

Tom told me what happened when you tried to kiss Mary.

Tom beni öpmeye çalıştı ama ona izin vermedim.

Tom tried to kiss me, but I didn't let him.

Tom'u öpmeye çalıştım ama o bana izin vermedi.

I tried to kiss Tom, but he wouldn't let me.

Tom Mary'yi yalnız bulur bulmaz, onu öpmeye başladı.

As soon as Tom got Mary alone, he started kissing her.

Tom ve Mary ışık kapanır kapanmaz birbirlerini öpmeye başladılar.

Tom and Mary started kissing each other as soon as the light was turned off.

Tom Mary'yi tekrar öpmeye çalıştı fakat o onu itti.

Tom tried to kiss Mary again, but she pushed him away.

Tom Mary'yi öpmeye çalıştı ama o ona izin vermedi.

Tom tried to kiss Mary, but she wouldn't let him.

Sam, Leyla'ya doğru hareket etti ve onu öpmeye çalıştı.

Sami moved toward Layla and tried to kiss her.

Laura ona bayıldı ve o onun ayakkabı bağlarını öpmeye hazırdı.

Laura adored him, and he was ready to kiss her shoe-strings.

- İstemiyorsan büyükanneni öpmek zorunda değilsin.
- Eğer istemiyorsan anneanneni öpmeye mecbur değilsin.

If you don't want to kiss your grandmother, you don't have to.

Tom o onu öpmeye çalışırsa Mary'nin ona tokat atıp atmayacağını merak ediyordu.

Tom wondered if Mary would slap him if he tried to kiss her.

Tom ve Mary ikisi de beni öpmeye çalıştı, ama onlara izin vermedim.

- Both Tom and Mary tried to kiss me, but I didn't let them.
- Tom and Mary both tried to kiss me, but I didn't let them.

Ana'nın erkek arkadaşı çok iğrenç. O her zaman onu öpmeye ve onun elini tutmaya çalışıyor.

Ana's boyfriend is so cloying. He's always trying to kiss her and hold her hand.