Translation of "Artar" in English

Ve yoğunlaşman zamanla artar.

and intensity can be traded for time.

Ikramiye alma şansınız artar.

that improves your chances of getting a bonus payment.

Zaman geçerken bilgelik artar.

As time passes, wisdom increases.

Basınç arttıkça sıcaklık artar.

When the pressure increases, so does the temperature.

Pozitif risk alma tekrarladığında artar mı?

Can positive risk-taking escalate with repeated exposures?

Yeni kimyalar yaratılır, insanların farkındalığı artar

New chemistries are created, people become aware of things,

Eğer araba sayısı artarsa, trafik de artar.

If the number of cars increases, so will the traffic.

- Semptomlarım yaşla birlikte artar.
- Belirtilerim yaşla birlikte artıyor.

My symptoms increase with age.

Bunu yaparsanız tehlikeli parazitleri de tüketmiş olma ihtimaliniz artar.

If you do, you're gonna run the risk of ingesting dangerous parasites.

Gelir vergisi oranı maaş artışı ile orantılı olarak artar.

The income tax rate increases in proportion to the salary increase.

Kıta sahanlığının altında batma meydana geldikçe deprem olasılığı da artar.

As subduction occurs below the continental shelf, earthquakes become more likely.

- Umarım zam alırım.
- Umarım maaşım artar.
- Umarım maaşıma zam yapılır.

- I hope I get a raise.
- I hope that I get a raise.

- Bence birimiz fazlasıyla yeterli.
- Bence birimiz yeterde artar bile.
- Bence birimiz gereğinden fazla.

- I think one of us is more than enough.
- I think that one of us is more than enough.