Translation of "Aramasını" in English

0.012 sec.

Examples of using "Aramasını" in a sentence and their english translations:

Beni aramasını söyledim.

I told him to give me a call.

Ondan beni aramasını isteyin.

Ask her to call me.

Tom'un beni aramasını iste.

Ask Tom to call me.

Onun beni aramasını isteyin.

Ask him to call me.

Ona beni aramasını söyle.

Tell him to call me.

Tom, Mary'nin aramasını bekliyor.

Tom is waiting for Mary to call.

Onun telefon aramasını bekliyorum.

I'm waiting for his telephone call.

Tom'un seni aramasını istedim.

I asked Tom to call you.

Onların seni aramasını istedim.

I asked them to call you.

Onun seni aramasını istedim.

I asked him to call you.

Ondan seni aramasını istedim.

I asked her to call you.

Tom Mary'nin aramasını bekledi.

Tom waited for Mary to call.

Tom'a beni aramasını söyle.

Tell Tom to call me.

O, onun aramasını bekledi.

She waited for him to call.

Tom'a beni aramasını söyledim.

I told Tom to give me a call.

- Tom'a seni aramasını söylemeli miyim.
- Tom'a seni aramasını söylemem gerekiyor mu?

Should I tell Tom to call you?

Ona seni tekrar aramasını söyleyeceğim.

I'll tell him to call you back.

Ona rastlarsan, beni aramasını söyle.

If you should meet him, tell him to call me up.

Tom'un her gün aramasını istiyorum.

I want Tom to call every day.

Tom, Mary'nin John'u aramasını istedi.

Tom wanted Mary to look for John.

Tom'a geri aramasını söyler misin?

Can you tell Tom to call back?

Saat beşte beni aramasını istedim.

I asked her to call me at five o'clock.

Onların her gün aramasını istiyorum.

I want them to call every day.

Onun her gün aramasını istiyorum.

I want him to call every day.

Onlara tekrar aramasını söyler misiniz?

Can you tell them to call back?

Ona tekrar aramasını söyler misiniz?

Can you tell him to call back?

Onlara seni aramasını söylemeli miyim?

Should I tell them to call you?

Ona seni aramasını söylemeli miyim?

Should I tell him to call you?

Tom'un aramasını umuyordum ama aramadı.

I expected Tom to call, but he didn't.

Tom'a Mary'yi aramasını söylememi hatırlar.

Remind me to tell Tom to call Mary.

O saatlerce onun aramasını beklerdi.

He would wait for hours for her call.

Tom Mary'nin polisi aramasını istedi.

Tom asked Mary to call the police.

Fadıl, Leyla'nın kendisini aramasını bekliyordu.

Fadil was waiting for Layla to call him.

Tom, Mary'nin onu aramasını bekliyor.

Tom is waiting for Mary to call him.

Tom Mary'nin onu aramasını istedi.

Tom wanted Mary to call him.

Tom Mary'nin onu aramasını bekliyor

Tom has been waiting for Mary to call him.

Tom Mary'nin onu aramasını bekliyordu.

Tom was waiting for Mary to call him.

Tom'a beni geri aramasını söyle.

Tell Tom to call me back.

Tom, Mary'nin polisi aramasını istemiyor.

Tom doesn't want Mary to call the police.

Lütfen Tom'a beni aramasını söyle.

Please tell Tom to call me.

Sami, Leyla'dan onu aramasını istedi.

Sami asked Layla to call him.

- Tom oda arkadaşından 911'i aramasını istedi.
- Tom oda arkadaşından polisi aramasını istedi.

Tom asked his roommate to call 911.

Lütfen ona beni aramasını rica edin.

Please ask him to call me.

Ona yarın öğlen beni aramasını söyle.

Tell him to call me tomorrow at noon.

Tom'dan beni aramasını rica eder misin?

Could you ask Tom to call me?

Ona beni aramasını rica eder misin?

Could you ask her to call me?

Tom'a gelir gelmez seni aramasını söyleyeceğim.

I'll tell Tom to call you as soon as he gets in.

Tom'un seni geri aramasını isteyeyim mi?

Shall I ask Tom to call you back?

Lütfen ona beni tekrar aramasını söyle.

Please tell her to call me back.

Tom Mary'nin onu aramasını bekliyor olacak.

Tom will be waiting for Mary to call him.

Tom'a seni daha sonra aramasını söyleyeceğim.

I'll tell Tom to call you later.

Üzgünüm, o telefon aramasını yanıtlamam gerek.

I'm sorry, I need to take that phone call.

O döner dönmez Tom'un beni aramasını iste.

Ask Tom to call me as soon as he returns.

Tom Mary'nin sabahleyin John'u aramasını hatırlatmasını istedi.

Tom asked Mary to remind him to call John in the morning.

Tom Mary'nin daha sonra onu aramasını istedi.

Tom asked Mary to call him later.

Bir şey yanlış giderse onların aramasını umalım.

- Let's hope they call you if something goes wrong.
- Let's hope that they call you if something goes wrong.

Eğer Tom'u görürsen, Mary'yi aramasını ister misin?

If you happen to see Tom, could you ask him to give Mary a ring?

Tom Mary'nin her zaman kendisini aramasını istemiyordu.

Tom didn't want Mary to call him all the time.

Tom'u görürseniz, lütfen ona beni aramasını söyleyin.

If you see Tom, please tell him to call me.

Babam dışarıda. Ona sizi geri aramasını söyleyeyim mi?

My father is out. Shall I tell him to call you back?

O, ona kendisini daha sonra aramasını rica etti.

He asked her to call him later.

Tom'dan beni aramasını iste. Benim numaram onda var.

Ask Tom to call me. He has my number.

Lütfen, Tom'un beni geri aramasını rica eder misin?

Would you ask Tom to call me back, please?

Tom Mary'nin onu akşam yemeğinden sonra aramasını söyledi.

Tom asked Mary to call him after dinner.

Lütfen ona daha sonra beni aramasını söyler misin.

Would you please tell her to give me a call later on?

O, ona onu daha sonra aramasını rica etti.

She asked him to call her later.

Tom Mary'ye akşam yemeğinden sonra kendisini aramasını söyledi.

Tom told Mary to give him a call after dinner.

- Sami, Leyla'nın çağrısını bekledi.
- Sami, Leyla'nın aramasını bekledi.

Sami waited for Layla's call.

O, daha sonra aramasını rica etti fakat o unuttu.

She asked him to call her later, but he forgot to.

Lütfen 2.30'dan önce Tom'un beni aramasını rica et.

Please ask Tom to call me before 2:30.

Ona ya bana uğramasını ya da beni aramasını söyle.

Tell him either to call on me or to ring me up.

- Sami, Leyla'dan Ferit'i aramasını istedi.
- Sami, Leyla'dan Ferit'i çağırmasını istedi.

Sami asked Layla to call Farid.

Sami, Leyla'dan gelen her mesaj veya telefon aramasını görmezden geldi.

Sami ignored any texts or phone calls from Layla.