Translation of "Alışmış" in English

Şimdiye kadar buna alışmış olmalıyım.

I should be used to this by now.

Tom burada çalışmaya alışmış durumda.

Tom has gotten accustomed to it working here.

O, yemekler sırasında gazete okumaya alışmış.

He is in the habit of reading the newspaper during meals.

Yoluna çıkan herhangi birine rüşvet vermeye alışmış.

He is accustomed to bribing anyone who gets in his way.

Görünüyor , çünkü küresel ısınmada ortam artık bu fillerin hava koşullarına alışmış

with global warming the environment is no longer suitable for the reproduction of these

Onlar yoğun bir yol yakınında yaşıyor ama şimdiye kadar gürültüye alışmış olmalılar.

They live near a busy road, but must be used to the noise by now.