Translation of "Yoluna" in English

0.008 sec.

Examples of using "Yoluna" in a sentence and their english translations:

Ilişkilerini yoluna koyanlardan,

of individuals who have mended relationships,

İnsanların yoluna girme.

Don't get in people's way.

O yoluna girecek.

- It will be fine.
- It's going to be all right.

İşler yoluna girecek.

Things will work out.

İşler yoluna giriyor.

Things are coming together.

Sen de kendi yoluna.

You go yours.

O, demir yoluna yaslanıyordu.

He was leaning against the rail.

Sonunda işim yoluna girdi.

My business has at last gotten on the right track.

Sonunda o, yoluna girecek.

It'll come right in the end.

Tom'un yoluna girmemeye çalıştık.

We tried not to get in Tom's way.

Herkes yoluna devam etmeli.

Everybody should move on.

İşler yoluna girecek bence.

- I think things will be OK.
- I think that things will be OK.

Hey şey yoluna girecek.

Everything's going to be okay.

Şimdi yoluna devam et.

Now move on.

Sami kendi yoluna gitti.

Sami went his own way.

Tom senin yoluna girmeyecek.

Tom won't get in your way.

Yaşlı adam onun yoluna girdi.

The old man got in her way.

Onun yoluna taş koymak istemedik.

We didn't want to get in his way.

Tom ön yürüyüş yoluna yaklaşıyor.

Tom is coming up the front walk.

Tom özel araba yoluna çekti.

Tom pulled into his driveway.

Bırak Tom kendi yoluna gitsin.

Let Tom find his own path.

Tom yoluna çıkan herkesi öldürür.

Tom will kill anyone who gets in his way.

Endişelenme. Her şey yoluna girecek.

Don't worry. Everything's going to work out.

Ağlama. Her şey yoluna girecek.

Don't cry. Everything's going to be OK.

İşleri yoluna sokmak çok zor.

It's very difficult to put things in order.

Her şeyin yoluna gireceğinden eminim.

I'm sure everything'll be okay.

Hadi, her şey yoluna girecek.

Come on, everything will be all right.

Eminim her şey yoluna girecek.

I bet all will turn out well.

Tom nihayet yoluna devam etti.

Tom finally got back on track.

Tom işlerin yoluna girmesini istiyor.

Tom wants things done his way.

Her şey yoluna girecek. Korkma.

It'll turn out fine. Don't be afraid.

Tom Mary'nin yoluna girmemeye çalıştı.

Tom tried not to get in Mary's way.

Aile yoluna devam edip su bulmalı.

The family must move on and find water.

Tom'un yoluna pek çok engeller kondu.

Many obstacles were put in Tom's way.

Tom'un arabasının araba yoluna girdiğini gördüm.

I saw Tom's car pull into the driveway.

Sadece rahatla her şey yoluna girecek.

Just relax. Everything's going to be all right.

Tom'un arabası özel araba yoluna çekildi.

Tom's car has just pulled into the driveway.

Tom arabasını özel araba yoluna çekti.

Tom pulled his car into the driveway.

Her şey yoluna girecek. Ağlamayı kes.

Everything's going to be all right. Stop crying.

- İşler iyiye gidiyor.
- İşler yoluna giriyor.

- Things are looking up.
- Things are coming together.

Artık buradayım, her şey yoluna girecek.

Now that I'm here, everything's going to be OK.

Her şey yoluna girecek gibi görünüyor.

Everything seems to be going OK.

Sami arabasını garaj yoluna park etti.

Sami parked his car in the driveway.

Yoluna çıkan herhangi birine rüşvet vermeye alışmış.

He is accustomed to bribing anyone who gets in his way.

Tom'un arabası özel araba yoluna park ediliyor.

Tom's car is parked in the driveway.

Tom'u yakalamanın herhangi bir yoluna sahip değilim.

I don't have any way of getting hold of Tom.

Senin için onun yoluna gireceğini umuyorum, Tom.

I hope it works out for you, Tom.

İçin rahat olsun, her şey yoluna girecek.

Don't worry. Everything's going to be all right.

Bunu açıklamanın iyi bir yoluna sahip değildim.

I didn't have any good way of explaining it.

- Her şey tamam olacak.
- Her şey yoluna girecek.

- Everything will be OK.
- Everything's going to be OK.
- Everything's going to be okay.
- Everything is going to be OK.

Tom özel araba yoluna çekti ve arabayı durdurdu.

Tom pulled into the driveway and stopped the car.

O kendi yoluna gitti, ben de kendiminkine gittim.

He went his way, and I went mine.

Tom her zaman kendi yoluna sahip olmaya çalışır.

Tom always tries to have his own way.

Tom bir arabanın özel araba yoluna girdiğini gördü.

Tom saw a car pull into the driveway.

Sami'nin arabası Leyla'nın özel araba yoluna park edildi.

Sami's car was parked in Layla's driveway.

Tom'un arabasını Mary'nin araba yoluna park ettiğini gördüm.

I saw Tom's car parked in Mary's driveway.

- Her şey iyi olacak.
- Her şey yoluna girecek.

Everything's going to be all right.

İşlerin nasıl yoluna koyulacağına dair düşünce ve fikir üretmiyorsun.

You're not generating thoughts and ideas about how to make it go right.

- Şimdi her şey yolunda.
- Artık her şey yoluna girdi.

It's all OK now.

Senin ve Tom'un arasındaki işler yoluna girmediği için üzgünüm.

- I'm sorry things didn't work out between you and Tom.
- I'm sorry that things didn't work out between you and Tom.

Şu anda meteor çarpmaları önlemenin bir yoluna sahip değiliz.

We currently have no way of preventing meteor strikes.

Hidayet eyle bizi doğru yola, o kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların ve o sapmışların yoluna değil.

Guide us to the straight path – the path of those upon whom You have bestowed favor, not of those who have evoked Your anger or of those who are astray.

Sami ve Leyla işleri yoluna koymak için çalışmaya karar verdi.

Sami and Layla decided to try to make things work.

Pisagorun gizemli yoluna ve rakamların gizli büyüsüne sık sık hayran olurum.

I have often admired the mystical way of Pythagoras, and the secret Magic of numbers.

Tohum saç ve yoluna devam et. Tohum iyiyse eğer, kök salacaktır.

You drop seeds, and you move on. If the seeds are good, they'll take root.

Apollo programı tekrar yoluna girdi ve bir sonraki adımı gerçekten dev bir adım olacaktı.

The Apollo program was back on track, and its next step would truly be a giant leap.

- Endişelenmeyi bırak. Her şey yoluna girecek.
- Kaygılanmayı bırak. Her şey iyi olacak.
- Tedirgin olmayı kes. Her şey iyi olacak.

Stop worrying. Everything will be OK.