Translation of "Akıl" in English

0.018 sec.

Examples of using "Akıl" in a sentence and their english translations:

Akıl sağlığımızla oynamayalım

Let's not play with our mental health

Akıl hastası mısınız?

Are you mentally ill?

Akıl hastanesine gönderildi.

She was sent to a mental hospital.

Tom akıl hastasıydı.

- Tom was a mental patient.
- Tom was mentally ill.

Akıl yaşla gelir.

Wisdom comes with age.

Akıl sağlığına kavuştu.

He recovered his sanity.

Tom'un akıl hocasıyım.

I'm Tom's mentor.

Regina akıl hastası.

Regine is mentally ill.

Akıl hocalarımız iyiydi.

We had good mentors.

- Akıl alır gibi değil.
- Akıl alır şey değil.

It's just mind boggling.

Dört tanesi akıl hastanesinde.

Four in the asylum, OK?

çevrem ve akıl hocalarımdı.

enabled my journey.

Böylece akıl sağlığımızı geliştirecek.

and so improve our mental health.

Fakat yayılacağını akıl edemediler.

but they failed to fathom that it would,

Akıl süzgecinden fazlaca geçirirsek

If we analyze it too much,

Tom, Mary'nin akıl hocası.

Tom is Mary's mentor.

Kanatlar kuşa, akıl insana.

Wings to the bird, mind to the human.

Tom bir akıl hastanesinde.

Tom is in a mental institution.

Akıl sağlığımı kaybediyorum sandım.

I thought I was losing my sanity.

Tom benim akıl hocamdı.

Tom was my mentor.

Akıl hastalığı herkesi etkileyebilir.

Mental illness can affect anyone.

Akıl hastalığı bir hastalıktır.

Mental illness is a disease.

Tom akıl hastası değil.

Tom isn't mentally ill.

- Tom'u akıl hocam olarak düşünüyorum.
- Tom'u akıl hocam olarak görüyorum.

I consider Tom my mentor.

Pencereleri kapatmayı akıl edemedin mi?

- Didn't it occur to you to shut the windows?
- Did it not occur to you to close the windows?

O bir akıl hastanesine gönderildi.

He was sent to a mental hospital.

Akıl temiz ise kader iyidir.

If mind is clean, fate is good.

Tom bir akıl hastanesine gönderildi.

Tom was sent to a mental hospital.

Akıl sağlığınız söz konusu değil.

Your sanity isn't in question.

O, akıl hastalıkları uzmanını çağırdı.

She called the psychiatrist.

Onu bir akıl hastanesinde koy!

Put him in a psychiatric hospital!

Tom bir akıl hastanesine götürüldü.

Tom was taken to a psychiatric hospital.

Bu akıl yürütme gerçekten delice.

This reasoning is really insane.

Tom'u akıl hocası olarak görüyorum.

I consider Tom a mentor.

- Tom'un danışmanıydım.
- Tom'un akıl hocasıydım.

I was Tom's mentor.

Sami bir akıl hastanesine gönderildi.

Sami was sent to a psychiatric hospital.

Bu operasonun akıl hocaları kimdi?

Who is the brains of this operation?

Sami bir akıl hastanesine yerleştirildi.

Sami was placed in a psychiatric hospital.

İnanılmaz, akıl almaz derecede olasılık dışı.

It's just incredibly, incredibly unlikely.

Akıl almaz fikirlerini, umutlarını ve isteklerini

who are just looking for a chance to be better

Akıl yürütme Batı tarafından icat edilmedi.

Now reasoning was not invented by the West.

Akıl hastalığına yakalanma, bağlanma sorunu yaşama,

are at serious risk of developing mental illnesses,

Yani akıl almaz bir hayat bu.

I mean, an unimaginable life.

Onun ani akıl değişikliğine çok şaşırdım.

I was very much surprised by her sudden change of mind.

Tom'un önemli akıl sağlığı problemleri vardır.

Tom has significant mental health problems.

Tehlikeli bir suçlu, akıl hastanesinden kaçtı.

A dangerous criminal has escaped from the insane asylum.

Neden Tom'u bir akıl hastanesine koydular?

Why did they put Tom in a nuthouse?

Ne yapacağımı bilmediğimden, ondan akıl istedim.

- As I did not know what to do, I asked him for advice.
- Since I didn't know what to do, I asked him for advice.

Doğru akıl bir yerde kalmayan akıldır.

The right mind is the mind that does not remain in one place.

Sağlık ve akıl, hayatın iki nimetidir.

Health and intellect are the two blessings of life.

Bazı akıl hastalıklarının zaten tedavisi var.

Some mental illnesses already have a cure.

Tom benim kahramanım ve akıl hocamdı.

Tom was my hero and mentor.

Kalp evet diyor, akıl hayır diyor.

The heart says yes but the mind says no.

Tom benim akıl hocam ve arkadaşım.

Tom is my mentor and friend.

Sami'nin tanısal bir akıl hastalığı yoktu.

Sami didn't have a diagnosable mental illness.

Tom çok iyi bir akıl hocasıydı.

Tom has been a very good mentor.

Sami'ye bir akıl hastalığı teşhisi konuldu.

Sami has beed diagnosed with a mental disorder.

- Tom benim için harika bir akıl hocasıydı.
- Tom benim için büyük bir akıl hocasıydı.

Tom was a great mentor to me.

Hırs, aynı zamanda akıl ve bilimle birleşmeli.

Ambition must also be merged with mentality and science.

Ve akıl hastalığı açısında yüksek risk altındaydık.

and we were at high risk of mental illness.

- Tom tımarhaneye gönderildi.
- Tom akıl hastanesine kapatıldı.

Tom was sent away to an insane asylum.

Tom hayatının çoğunda akıl hastanelerine girip çıkmıştı.

Tom has been in and out of mental hospitals most of his life.

- Tom, Mary'nin danışmanıydı.
- Tom, Mary'nin akıl hocasıydı.

Tom was Mary's mentor.

Toplum, mahkumlar tarafından işletilen bir akıl hastanesidir.

Society is an insane asylum run by the inmates.

Tom bir arkadaş ve bir akıl hocasıydı.

Tom was a friend and a mentor.

Tom'un Boston'da iyi bir akıl hocası vardı.

Tom had a good mentor in Boston.

Belki de daha önce bunu akıl etmeliydin.

Maybe you should have thought of this before.

Akıl iyi bir uşak fakat kötü bir efendidir.

The mind is a good servant, but a poor master.

- Tom bir hastalık hastası.
- Tom bir akıl hastası.

Tom is a hypochondriac.

Dan Linda'yı akıl hastanesine geri göndermekle tehdit etti.

Dan threatened to send Linda back to the mental hospital.

Bu akıl yürütme ile ilgili temel bir hatadır.

This is an elementary error of reasoning.

Beyin her akıl, ruh ve kas enerjisinin merkezidir.

The brain is the center of every mind, soul, and muscle energy.

O, ona hangi kitapları okuyacağı konusunda akıl verdi.

She advised him on what books to read.

Sami'nin akıl hastalığı onun mankenlik kariyerini kısa kesmiştir.

Sami's mental illness cut his modeling career short.

- Onların hepsi kahrolası kaçık.
- Onların hepsi kahrolası akıl hastası.

They're all fucking mental.

O belirsiz bir süre için bir akıl hastanesine gönderildi.

She was sent to a psychiatric hospital for an indefinite period of time.

Tom'un ailesinde akıl sağlığı sorunları olan birkaç kişi vardır.

Tom has several people in his family with mental health issues.

Bu bir akıl hastanesi değil, bu bir psikiyatri hastanesi.

It's not a nuthouse, it's a psychiatric hospital.

Akıl sağlığı ile delilik arasındaki ince çizgi daha incelmiştir.

The thin line between sanity and madness has gotten finer.

- Tom, Mary'nin danışmanı oldu.
- Tom, Mary'nin akıl hocası oldu.

Tom became Mary's mentor.

Bunlar arasında; okulu bırakma ve akıl hastalıklarında daha yüksek oran,

including higher rates of school dropout; of mental health;

Herkes akıl sağlığı durumlarını tedavi etmek için ilaç almak istemeyebilir.

and not everyone wants to take drugs to treat mental health conditions.

Fakat bu kişinin bir akıl hastalığından acı çektiği çok açıktı.

But it was obvious that the person was suffering from mental illness.

Tamam yeter biraz daha devam edersek sanırım akıl hastanesine gideceğiz

Okay, if we continue for a little more, I think we will go to the mental hospital

Adaletsizlikten, anlayışsızlık ve haddi aşmaktan asla sakınmayın. Akıl galip gelecektir.

Never flee from injustice, intolerance, or insanity. Reason must prevail.

Karışık akıl, bir şeyi aşırı düşünen, bir yerde pıhtılaşan akıldır.

The confused mind is the mind that, thinking something over, congeals in one place.

- Tom, Mary tarafından yönlendirildi.
- Tom'a Mary tarafından akıl hocalığı yapıldı.

Tom was mentored by Mary.

- Ona aklımdan bir parça verdim.
- Ona bir parça akıl verdim.

I gave her a piece of my mind.

- Bir elin nesi var iki elin sesi var.
- Akıl akıldan üstündür.

Two minds are better than one.

Bir zamanlar senin eski öğrencilerin seni akıl hocaları olarak seçtiklerini biliyorsun.

You know your old once students less and less choose you as their mentor.

İşte burda , Hannibal bize akıl oyunlarında da generallik kadar iyi olduğunu gösteriyordu.

Here, Hannibal shows he is as skillful in mind games as he is in generalship.

Videoyu on saniye izleyince kendimi akıl hastanesinden kaçan adamı dinliyormuş gibi hissettim

When I watched the video for ten seconds, I felt as if I was listening to the man escaping from the mental hospital

Böyle bir adam nasıl başkan olabilir? akıl alır bir olay değil kesinlikle!

how can such a man become president? It's definitely not an incident!

Doğa ona hem sağlıklı bir akıl hem de sağlıklı bir vücut bahşetti.

Nature endowed her with both a sound mind and a sound body.

- Sami ciddi zihinsel hastalık belirtileri göstermiyordu.
- Sami ciddi akıl hastalığı belirtileri göstermiyordu.

Sami wasn't showing the signs and symptoms of serious mental illness.

- Belki de daha önce bunu akıl etmeliydin.
- Belki de bunu daha önceden düşünmeliydin.

Maybe you should have thought of this before.

Sami'nin akıl hastalığı onun cezasını hafifletmedi. Art arda iki ömür boyu hapis cezası aldı.

Sami's mental illness didn't alleviate his punishment. He got two consecutive life sentences.

- Tom'un iyi bir danışmanı vardı.
- Tom'un iyi bir akıl hocası vardı.
- Tom'un iyi bir rehberi vardı.

Tom had a good mentor.

- Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.
- Tüm insanlar özgür, değer ve hak bakımından eşit olarak doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler. Birbirlerine karşı kardeşlik düşünceleriyle davranmalıdırlar.
- Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.

All human beings are born free and equal in dignity and rights. They are endowed with reason and conscience and should act towards one another in a spirit of brotherhood.