Translation of "Acelesi" in English

0.009 sec.

Examples of using "Acelesi" in a sentence and their english translations:

Acelesi yok.

It's nothing that can't wait.

Hiç acelesi yok.

- There's no hurry.
- There is no hurry.

Onun acelesi vardı.

- She was hurrying the hell up.
- She was in a hurry.

Tom'un acelesi vardı.

Tom was in a hurry.

Tom'un acelesi yoktu.

- Tom was in no particular hurry.
- Tom wasn't in a hurry.

Tom'un acelesi var.

Tom is in a hurry.

Tom'un acelesi nedir?

What's Tom's hurry?

Tom'un acelesi olmalı.

- Tom must be in a hurry.
- Tom is probably in a hurry.

Acelesi yok. Bekleyebilirim.

There's no rush. I can wait.

Tom acelesi olduğunu söyledi.

- Tom said that he was in a hurry.
- Tom said he was in a hurry.

Tom'un hiç acelesi yok.

Tom is never in a hurry.

Onun çok acelesi vardı.

She was in a great hurry.

Bugünlerde herkesin acelesi var.

Everybody's in a hurry these days.

Tom acelesi olmadığını söyledi.

- Tom said he wasn't in a hurry.
- Tom said that he wasn't in a hurry.

Tom'un hiç acelesi yoktu.

- Tom took his time.
- Tom was in no hurry.

Acelesi olan kişi benim.

I'm the one who's in a hurry.

Tom'un muhtemelen acelesi var.

Tom is probably in a hurry.

Tom'un kesinlikle acelesi var.

Tom is definitely in a hurry.

Bu sabah acelesi vardı.

He was in a hurry this morning.

Onun acelesi var gibi görünüyor.

It appears that he was in a hurry.

Otobüse yetişmek için acelesi var.

He is in a hurry to catch the bus.

Tom'un büyük bir acelesi vardı.

Tom was in a big hurry.

Tom'un evlenmek için acelesi yoktu.

Tom was in no hurry to get married.

Tom'un büyük bir acelesi var.

Tom is in a big hurry.

Tom acelesi var gibi görünmüyor.

Tom doesn't seem to be in a rush.

Tom'un acelesi var gibi görünmüyor.

Tom doesn't seem to be in a hurry.

Tom'un acelesi var gibi görünüyordu.

Tom seemed to be in a hurry.

Tom'un acelesi yok gibi görünüyordu.

Tom seemed to be in no hurry.

Tom'un bu sabah acelesi vardı.

Tom was in a hurry this morning.

Tom'un acelesi var gibi görünüyor.

Tom seems to be in a hurry.

Tom bana acelesi olduğunu söyledi.

- Tom told me he was in a hurry.
- Tom told me that he was in a hurry.

Ann'in bu sabah acelesi vardı.

Ann was in a hurry this morning.

Eve gitmek için acelesi vardı.

She was in a hurry to go home.

Tom'un her zaman acelesi var.

Tom is always in a hurry.

Belli ki Tom'un acelesi vardı.

Tom was obviously in a hurry.

Tom hiç acelesi olmadığını söyledi.

- Tom said he's not in any hurry.
- Tom said he isn't in any hurry.
- Tom said that he's not in any hurry.
- Tom said that he isn't in any hurry.

Tom'un acelesi var gibi görünmüyordu.

Tom didn't seem to be in any hurry.

Tom, Mary'nin acelesi olmadığını söyledi.

Tom said that Mary wasn't in a hurry.

Tom, Mary'nin acelesi olduğunu söyledi.

Tom said that Mary was in a hurry.

Tom şimdi biraz acelesi var.

Tom is in a bit of a hurry now.

Tom'un acelesi yok, değil mi?

Tom is in no hurry, is he?

Tom ve Mary'nin acelesi var.

Tom and Mary are in a hurry.

Kimsenin partiden ayrılmak için acelesi yoktu.

No one was in a hurry to leave the party.

Tom'un arabasını satmak için acelesi yok.

Tom is in no hurry to sell his car.

Tom'un çok büyük bir acelesi vardı.

Tom was in too big of a hurry.

Tom oldukça acelesi var gibi görünüyordu.

Tom seemed to be in quite a hurry.

Tom'un bunu yapmak için acelesi yok.

Tom is in no hurry to do that.

Tom'un onu yapmak için acelesi yoktu.

Tom was in no hurry to do that.

Tom'un onu yapmak için acelesi yok.

Tom is in no rush to do that.

Taro'nun acelesi vardı ve cüzdanını geride bıraktı.

Taro was in a hurry and left his wallet behind.

Tom'un büyük bir acelesi var gibi görünüyordu.

Tom seemed to be in a big hurry.

Tom eve gitmek için acelesi olmadığını söyledi.

- Tom said he was in no hurry to go home.
- Tom said that he was in no hurry to go home.

- Misafirlerimizin acelesi var.
- Misafirlerimiz bir telaş içindeler.

Our guests are in a hurry.

Tom'un emekli olmak için hiç acelesi yok.

- Tom is in no hurry to retire.
- Tom isn't in any hurry to retire.

Tom ve Mary'nin ikisinin de acelesi var.

- Tom and Mary are both in a hurry.
- Both Tom and Mary are in a hurry.

Hem Tom'un hem de Mary'nin acelesi var.

- Tom and Mary are both in a hurry.
- Both Tom and Mary are in a hurry.

Tom ve benim ikimizin de acelesi var.

- Tom and I are both in a hurry.
- Both Tom and I are in a hurry.

Ne Tom'un ne de Mary'nin acelesi var.

Neither Tom nor Mary is in a hurry.

Tom'un büyük bir acelesi var, değil mi?

Tom is in a big hurry, isn't he?

Acelesi olmayan insanlar yürüyen merdivenin sağ tarafında durur.

People who are not in a hurry stand on the right side of the escalator.

Tom'un bunu yapmak için acelesi var gibi görünmüyordu.

Tom didn't seem to be in a hurry to do that.

Onun o kadar acelesi vardı ki şemsiyesini trende unuttu.

She was in such a hurry that she left her umbrella behind on the train.

Tom'un acelesi vardı bu yüzden yatağını yapılmamış olarak bıraktı.

Tom was in a hurry so he left his bed unmade.

- Tom neye acele ediyor böyle?
- Tom'un bu acelesi nedir?

What's Tom in such a hurry for?

Herkes çok meşgul görünüyordu ve herkesin acelesi var gibi görünüyordu.

Everyone seemed to be very busy and everyone seemed to be in a hurry.

- Annesini görmek için acelesi vardı.
- Annesini görmek için acele ediyordu.

He was in a hurry to see his mother.

Bir barış anlaşması üzerinde anlaşmak için İngiltere'nin hiç acelesi yoktu.

Britain was in no hurry to agree on a peace treaty.

Tom'un acelesi vardı bu yüzden ikinci fincan kahvesini içmeden bıraktı.

Tom was in a hurry so he left his second cup of coffee undrunk.

Tom'un acelesi vardı bu yüzden kahvaltısını sadece yarısı yenmiş olarak bıraktı.

Tom was in a hurry so he left his breakfast only half eaten.