Translation of "İçkiye" in English

0.003 sec.

Examples of using "İçkiye" in a sentence and their english translations:

İçkiye teslim olmamalısın.

You must not indulge in drinking.

Bir içkiye ne dersin?

How about a drink?

Bir içkiye ihtiyacım var.

I need a drink.

Bir içkiye ihtiyacın var.

You need a drink.

İçkiye son çare olarak başvurmamalısın.

You should not resort to drinking.

Önce bir içkiye ihtiyacım var.

I need a drink first.

Bir içkiye gerçekten ihtiyacım var.

I really need a drink.

Sanırım bir içkiye ihtiyacım var.

I think I need a drink.

Muhtemelen bir içkiye ihtiyacın var.

You probably need a drink.

Herkesin bir içkiye ihtiyacı var.

Everybody needs a drink.

Şimdi gerçekten bir içkiye ihtiyacım var.

I really need a drink now.

Oyundan sonra bir içkiye ne dersin?

How about a drink after the game?

Barmen, benim bir içkiye ihtiyacım var.

Barman, I need a drink.

Lütfen bana içkiye son vermemi söyleme lütfen.

Please don't tell me to stop drinking.

Tom depresyondayken kendini içkiye verip ilaç manyağı olmuştu.

Tom popped pills and drank heavily during his depression.

- Bu içeceğe ne diyorsunuz?
- Bu içkiye ne diyorsunuz?

What do you call this drink?

- Tom içkiye yeniden başladı.
- Tom yine nefsine yenik düşmüştü.

- Tom fell off the wagon.
- Tom literally fell off the wagon.

- Kim bir içki ister?
- Kimin bir içkiye ihtiyacı var?

Who needs a drink?

- Tom içkiyi bırakacağına söz verdi.
- Tom içkiye tövbe etti.

Tom signed a pledge.

- Bir içki fena olmazdı.
- Bir içkiye hayır demem.
- İçki olsa da içsek.

I wouldn't mind a drink.

- Babası öldükten sonra Tom kendini içkiye verdi.
- Tom, babası vefat ettikten sonra çok içmeye başladı.

After his father died, Tom started drinking heavily.