Translation of "ülkemde" in English

0.009 sec.

Examples of using "ülkemde" in a sentence and their english translations:

Ülkemde hiç kimse çalışmadı.

Nobody worked in my country.

Kimse ülkemde yaşamak istemedi.

Nobody wanted to live in my country.

Hiç kimse ülkemde kalmadı.

Nobody stayed in my country.

Hiç kimse ülkemde kalmıyor.

Nobody stays in my country.

Benim ülkemde normal bu.

This is normal in my country.

- Kimse benim ülkemde yatırım yapmak istemez.
- Kimse ülkemde yatırım yapmak istemiyor.

Nobody wants to invest in my country.

Benim ülkemde Almanca öğrenmek zordur.

In my country, it's difficult to learn German.

Benim ülkemde hiç kimse çalışmıyor.

Nobody works in my country.

Benim ülkemde hiç kimse okumuyor.

Nobody studies in my country.

Hiç kimse ülkemde yaşamak istemiyor.

Nobody wants to live in my country.

Ülkemde hiç kimse zengin değildir.

Nobody is rich in my country.

Ülkemde hiç kimse zengin değildi.

Nobody was rich in my country.

Ülkemde hiç kimsenin interneti yoktu.

Nobody had Internet in my country.

Ülkemde hiç kimsenin interneti yok.

Nobody has Internet in my country.

Hiç kimse ülkemde çalışmak istemiyor.

Nobody wants to work in my country.

Benim adım ülkemde çok nadirdir.

My name is very rare in my country.

Bana ülkemde ne olduğunu söyle.

Tell me what's happening back home.

Ülkemde bir erkek arkadaşım var.

I have a boyfriend back home.

Ülkemde hiç kimse fakir olmak istemedi.

Nobody wanted to be poor in my country.

Ülkemde hiç kimse fakir olmak istemiyor.

Nobody wants to be poor in my country.

Hiç kimse ülkemde yatırım yapmak istemedi.

Nobody wanted to invest in my country.

Hiç kimse benim ülkemde çalışmak istemedi.

Nobody wanted to work in my country.

Sen benim ülkemde bu sözü söyleyemezsin.

You can't say that word in my country!

Benim ülkemde yaz mevsimi erken başlar.

Summer begins early in my country.

Bu ülkemde benzeri görülmemiş su baskınları yaratır.

That would create unprecedented flash floods in my country.

Benim ülkemde Almanca konuşan çok insan yok.

There are not many people who speak German in my country.

Hiç kimse ülkemde bir ev satın almak istemedi.

Nobody wanted to buy a house in my country.

Benim ülkemde halkımız kendilerinden daha akıllı olanları sevmezler.

In my country, our people don't like others who are cleverer than them.

Benim ülkemde insanlar kendilerinden daha zeki olanlara katlanamazlar.

In my country people cannot stand those who are more intelligent than they are.

Benim ülkemde, şok edici bir düzeyde matematiksel cehalet var.

In my country there is a shocking amount of mathematical ignorance.

Hiç kimse benim ülkemde bir ev satın almak istemiyor.

Nobody wants to buy a house in my country.

Benim ülkemde insanlar kendilerinden daha zeki olan kişilere katlanamazlar.

In my country, people can't stand others who are more intelligent than they are.

Benim ülkemde, insanlar kendilerinden daha akıllı olan başkalarına katlanamazlar.

In my country, people can't stand others who are more intelligent than them.