Translation of "örtmeye" in English

0.013 sec.

Examples of using "örtmeye" in a sentence and their english translations:

Suçlu, izlerini örtmeye çalıştı.

The criminal tried to cover his tracks.

Leyla başını örtmeye karar verdi.

Layla decided to wear the hijab.

Alkolle hangi derdin üstünü örtmeye çalışıyorsun?

What pain are you trying to cover up with alcohol?

Sen Yahudi olmak suçlamaları ile onu örtmeye çalışırken Budizmden korkuyorsun.

You're afraid of Buddhism, as you try to cover it with accusations of being Jewish.

- Leyla başörtüsü takmaya karar verdi.
- Leyla başını örtmeye karar verdi.
- Leyla başını kapatmaya karar verdi.
- Leyla tesettüre girmeye karar verdi.

Layla decided to wear the hijab.