Translation of "çekmecesine" in English

Tom'un çekmecesine baktım.

I looked at Tom's drawing.

Çatal bıçak çekmecesine bakalım.

Let's look in their cutlery drawer.

Tom makası masa çekmecesine koydu.

Tom put the scissors in his desk drawer.

Tom parasını büro çekmecesine sakladı.

Tom hid his money in a bureau drawer.

Bozuk paramı genellikle masamın çekmecesine atarım.

I usually toss my loose change into my desk drawer.

Tom anahtarlarını üst şifonyer çekmecesine koydu.

Tom put his keys in the top dresser drawer.

Tom mektup açacağını masa çekmecesine geri koydu.

Tom put the letter opener back in the desk drawer.

Tom masasının çekmecesine uzandı ve bir ilaç şişesi çıkardı.

Tom reached into his desk drawer and took out a medicine bottle.