Translation of "Baktım" in English

- Takvime baktım.
- Gündizmeye baktım.
- Dallığa baktım.

I looked at the calendar.

Baktım.

I looked.

Aya baktım.

I looked up at the moon.

Resme baktım.

I looked at the picture.

Etrafa baktım.

- I looked around me.
- I've had a look around.

Etrafıma baktım.

I looked around.

Aşağıya baktım.

I looked down.

Tom'a baktım.

I looked at Tom.

Kapıya baktım.

I answered the door.

Saatime baktım.

I glanced at my watch.

Vitrinden baktım.

I looked in the window.

İçeri baktım.

I looked inside.

Dışarıya baktım.

I looked outside.

Geriye baktım.

I stared back.

Aynaya baktım.

I looked in the mirror.

Haritaya baktım.

I looked at the map.

Buzdolabına baktım.

I looked in the refrigerator.

Tavana baktım.

I looked up at the ceiling.

Yere baktım.

- I looked down at the floor.
- I looked at the floor.

Köpeğe baktım.

I looked down at the dog.

Ayaklarıma baktım.

I looked down at my feet.

Programa baktım.

I looked at the schedule.

Takvime baktım.

I looked at the calendar.

Salona baktım.

I looked down the hall.

Postere baktım.

I looked at the poster.

Gündeme baktım.

I looked at the agenda.

Bagaja baktım.

I looked in the trunk.

Listeye baktım.

I looked at the list.

Ayakkabılarıma baktım.

I looked at my shoes.

Ellerime baktım.

I looked at my hands.

- Ben pencereden dışarı baktım.
- Pencereden dışarı baktım.

I looked out the window.

Baktım ve baktım ama o orada değildi.

I looked and looked, but it wasn't there.

- Tom'a dik dik baktım.
- Ben Tom'a baktım.

I stared at Tom.

- Tom'un gözünün içine baktım.
- Doğrudan Tom'a baktım.

I looked right at Tom.

Adama bir baktım:

And there he was,

Kelimeye sözlükte baktım.

- I looked the word up in the dictionary.
- I looked up the word in the dictionary.

Ben kutuya baktım.

I looked into the box.

Ben dolaba baktım.

I looked in the cupboard.

Ben denize baktım.

I looked down at the sea.

Ben aynaya baktım.

- I looked into the mirror.
- I looked in the mirror.

Pencereden dışarıya baktım.

I looked outside through the window.

Kelimelere sözlükten baktım.

I looked up the words in my dictionary.

Onun gözlerine baktım.

I looked him in the eyes.

Duvardaki takvime baktım.

I looked at the calendar on the wall.

Ben icabına baktım.

I took care of that.

Durup ona baktım.

I stopped and stared at her.

Sözlükte kelimeye baktım.

I looked up the word in the dictionary.

Her yere baktım.

I looked everywhere.

Ben tavana baktım.

I stared at the ceiling.

Ben onlara baktım.

I looked at them.

Ben ona baktım.

I looked at him.

Emily'nin yüzüne baktım.

I looked at Emily's face.

Ben yukarıya baktım.

I looked up.

Ben notlarıma baktım.

I looked at my notes.

Ben adama baktım.

I stared at the man.

Onun yüzüne baktım.

I stared her in the face.

Aynada kendime baktım.

- I looked at myself in the mirror.
- I stared at myself in the mirror.

Garajın etrafına baktım.

I looked around the garage.

Güvecin tadına baktım.

I tasted the stew.

Ben menüye baktım.

I looked at the menu.

Aynada suratıma baktım.

I looked at my face in the mirror.

Aynada yüzüme baktım.

I stared at my face in the mirror.

Tom'un çekmecesine baktım.

I looked at Tom's drawing.

Tom'a tekrar baktım.

I looked at Tom again.

Masamdaki takvime baktım.

I looked at the calendar on my desk.

Yakıt göstergesine baktım.

I looked at the fuel gauge.

Saatime tekrar baktım.

I looked at my watch again.

Kapıya doğru baktım.

I looked towards the door.

Fiyat etiketine baktım.

I looked at the price tag.

Dikkatlice etrafıma baktım.

I looked around carefully.

Masanın altına baktım.

I looked under the table.

Kilometre sayacına baktım.

I looked at the odometer.

Çabucak etrafıma baktım.

I looked around quickly.

Arabanın altına baktım.

I looked under the car.

Yatağın altına baktım.

I looked under the bed.

Koltuğumun altına baktım.

I looked under my seat.

Not defterime baktım.

I looked at my notepad.

Ben soluma baktım.

I looked to my left.

Kutunun içine baktım.

- I looked in the box.
- I looked inside the box.

Ben gökyüzüne baktım.

I looked at the sky.

Ben köpeğime baktım.

I looked at my dog.

Çorbanın tadına baktım.

I tasted the soup.

Balığın tadına baktım.

I tasted the fish.

Tom'a dikkatlice baktım.

I looked at Tom carefully.

Tom'un resimlerine baktım.

I looked at Tom's pictures.

Ve eve doğru baktım

and I look up at the house

Bak, gözünün içine baktım.

Look, I looked into his eyes.

Sonra bir baktım ki

And then, I see her,

Yaptığı kekin tadına baktım.

I tasted the cake she cooked.

Onun yüzüne dikkatlice baktım.

I looked at his face carefully.

Bakabildiğim kadar sözlüğe baktım.

I looked in as many dictionaries as I could.

Ben her yere baktım.

I've looked everywhere.