Translation of "Anahtarlarını" in English

0.015 sec.

Examples of using "Anahtarlarını" in a sentence and their english translations:

Anahtarlarını al.

Get your keys.

Anahtarlarını bulamıyorlar.

They can't find their keys.

Anahtarlarını kaybettiler.

They lost their keys.

Anahtarlarını buldun mu?

Did you find your keys?

Tom anahtarlarını arıyor.

Tom is looking for his keys.

Tom anahtarlarını bulamıyor.

Tom can't find his keys.

Bana anahtarlarını ver.

Give me your keys.

O, anahtarlarını bulamıyor.

She can't find her keys.

Tom'un anahtarlarını bulduk.

We found Tom's keys.

Anahtarlarını bulan Tom'du.

It was Tom who found your keys.

Tom anahtarlarını bulamadı.

Tom couldn't find his keys.

Tom anahtarlarını aldı.

- Tom picked up his keys.
- Tom picked his keys up.

Tom'a anahtarlarını ver.

Give Tom his keys.

Anahtarlarını kaybetmiş olamaz.

He can't have lost his keys.

Tom anahtarlarını getirmedi.

Tom didn't bring his keys.

Tom anahtarlarını tuttu.

Tom grabbed his keys.

Tom'dan anahtarlarını istedim.

I asked Tom for his keys.

Tom anahtarlarını buldu.

Tom found your keys.

Tom, anahtarlarını kaybetti.

Tom has lost his keys.

Araba anahtarlarını kaybettim.

I've lost the car keys.

Mary anahtarlarını kaybetti.

- Mary lost the keys.
- Mary lost her keys.

Arabasının anahtarlarını kaybetti.

She lost her car keys.

Anahtarlarını bulamadın mi?

Can't you find your keys?

Odada anahtarlarını arandı.

He looked around the room for his keys.

- Sanırım Tom anahtarlarını arıyor.
- Bence, Tom anahtarlarını arıyor.

- I think Tom is looking for his keys.
- I think that Tom is looking for his keys.

- O, anahtarlarını bulduğu için şanslıydı.
- Şansına anahtarlarını bulmuştu.

He was lucky to find his keys.

Onun araba anahtarlarını al.

Take his car keys.

Tom anahtarlarını cebine koydu.

Tom pocketed the keys.

O, anahtarlarını arabada bıraktı.

She left her keys in the car.

Bana araba anahtarlarını ver.

- Give me your car keys.
- Give me the keys to your car.

Tom'un anahtarlarını almak zorundayız.

We have to get Tom's keys.

Tom anahtarlarını arabada kilitledi.

Tom locked his keys in the car.

Tom evinin anahtarlarını kaybetti.

Tom lost his house keys.

Tom arabasının anahtarlarını kaybetti.

Tom lost his car keys.

Araba anahtarlarını kaybettin mi?

Did you lose your car keys?

Tom arabasının anahtarlarını arıyor.

Tom is looking for his car keys.

Tom anahtarlarını arabada bıraktı.

Tom left his keys in the car.

Bence, Tom anahtarlarını arıyor.

I think Tom is looking for his keys.

O, araba anahtarlarını arıyor.

She is looking for her car keys.

Tom'un anahtarlarını aldığını gördüm.

I saw Tom take your keys.

Tom cebinden anahtarlarını çıkardı.

Tom took his keys out of his pocket.

Tom anahtarlarını kancaya astı.

Tom hung up his keys on the hook.

Tom Mary'ye anahtarlarını attı.

- Tom tossed Mary the keys.
- Tom tossed Mary his keys.

Araba anahtarlarını nereye koydum?

Where did I put the car keys?

Tanrım! Araba anahtarlarını kaybettim.

My goodness! I have lost the car keys.

O, araba anahtarlarını kaybetti.

She's lost her car keys.

Araba anahtarlarını bana ver.

Give me the car keys.

Arabamın anahtarlarını gördün mü?

Have you seen my car keys?

Benim evin anahtarlarını bulamıyorum.

I can't find the keys to my house.

Anahtarlarını kapının üzerinde bırakmışsın.

You left your keys in the door.

Araba anahtarlarını buldun mu?

Did you find your car keys?

Onun anahtarlarını aldığını gördüm.

I saw him take your keys.

Anahtarlarını bulmak için şanslıydın.

You were lucky to find your keys.

Benim evimin anahtarlarını kaybettim.

I lost my house keys.

Tom anahtarlarını kontakta bıraktı.

Tom left his keys in the ignition.

Tom anahtarlarını bana bıraktı.

Tom left his keys with me.

Arabamın anahtarlarını geride bıraktım.

I left behind the keys to my car.

Evimin anahtarlarını bulmam lazım.

I need to find the keys to my house.

Tom anahtarlarını masaya koydu.

Tom put his keys on the table.

Ben senin anahtarlarını buldum.

I found your keys.

Tom sonunda anahtarlarını buldu.

Tom finally found his keys.

Tom, Mary'ye anahtarlarını verdi.

Tom handed Mary his keys.

Tom hâlâ anahtarlarını bulamıyor.

Tom still can't find his keys.

Sami anahtarlarını geride bıraktı.

Sami left his keys behind.

Sami anahtarlarını yere bıraktı.

Sami left his keys on the floor.

Tom dün anahtarlarını kaybetti.

Tom lost his keys yesterday.

Tom anahtarlarını bulduğunu söyledi.

- Tom said he had found his keys.
- Tom said that he had found his keys.

Sadece sandıkların anahtarlarını taşımak için

Just to carry the keys to the chests

Ayak parmaklarıyla anahtarlarını almaya çalıştı.

- Tom tried to pick up his keys with his toes.
- Tom tried to pick his keys up with his toes.

Senin arabanın anahtarlarını buldun mu?

Did you find your car-keys?

Tom anahtarlarını nereye koyduğunu hatırladı.

Tom remembered where he put his keys.

Tom anahtarlarını nereye koyduğunu biliyordu.

Tom knew where he had put his keys.

Tom anahtarlarını kime verdiğini söylemedi.

Tom didn't say who he'd given his keys to.

Tom anahtarlarını yemek masasına koydu.

Tom put his keys on the dining table.

Arabanın anahtarlarını nereye koyduğunu görmedim.

I didn't see where you put your car keys.

Anahtarlarını aramana yardım edeyim mi?

Shall I help you look for your keys.

Tom anahtarlarını bulduğu için şanşlı.

Tom was lucky to find his keys.

Araba anahtarlarını ödünç alabilir miyim?

Can I borrow your car keys?

Tom'a anahtarlarını nereye koyduğunu sor.

Ask Tom where he put his keys.

Tom anahtarlarını nereye koyduğunu hatırlamıyor.

Tom doesn't remember where he put his keys.

Tom ceplerini kurcalayıp anahtarlarını aradı.

Tom fished through his pockets for his keys.

O, anahtarlarını bulduğu için şanslıydı.

She was lucky to find her keys.

Mary anahtarlarını bulduğu için şanslıydı.

Mary was lucky to find her keys.

Onlar anahtarlarını buldukları için şanslıydılar.

They were lucky to find their keys.

Lütfen bana araba anahtarlarını ver.

Give me the car keys, please.

Tom, anahtarlarını masanın üzerine bıraktı.

Tom left his keys on the table.

Tom anahtarlarını mutfak masasına koydu.

Tom laid his keys on the kitchen table.

Sadece bana araba anahtarlarını ver.

Just give me the car keys.

Tom anahtarlarını cebine geri koydu.

Tom put his keys back into his pocket.