Translation of "Geri" in Korean

0.013 sec.

Examples of using "Geri" in a sentence and their korean translations:

Geri almayın.

물러서지 마세요.

Bu geri dönüştür.

귀환입니다.

Tamam, geri çekil!

물러서세요!

Tamam. Geri çekil!

물러서세요!

Oraya geri dönüyor,

밖으로 나가서

geri dönmeye başladı.

다시 돌아오기 시작했습니다.

Geri çekilmeye başladılar.

그들은 후퇴하기 시작했다.

...hemen geri daldım.

‎곧장 내려왔어요

Geri adım atmak zorundaydım.

저는 물러나야 했죠.

Sıradan dünyaya geri dönüyoruz.

일상 세계로 돌아오는 겁니다.

Uzay aracına geri dönersek

우주 정거장으로 돌아가서,

Ama planıma geri döndüm

그래서 전 다시 계획으로 돌아갔고

Geri dönüşümü oyuna benzettik.

재활용을 게임화한 것이죠.

Mantarlar ormanın geri dönüşümcüleridir.

‎버섯은 숲의 재활용 전문가죠

...geri kalanının hayatını kurtarır.

‎나머지 무리의 생명을 구합니다

Ney'in Kolordusu geri çekildi

그러자 네의 군단의 후퇴했다.

çürüdüğünde atmosfere geri döner.

토양에서 미생물에 의해 부패될 때입니다.

Ve sonra geri veriyorsunuz.

다시 돌려주세요.

Ve asla geri getirmediler.

그리고 다신 시도하지 않았어

Belirtiler sık sık geri gelir ve başladığınız yere geri dönersiniz.

증상들은 다시 나타나고, 처음의 상태로 다시 되돌아 오게 됩니다.

İcat edebiliyoruz ama geri bozamıyoruz.

우리는 발명을 할 순 있지만 발명한 걸 없던 걸로 할 순 없습니다.

Ve zorla ABD'ye geri döndürüldüm.

강제로 미국으로 돌아가게 했습니다.

Bu yüzden Berlin'e geri döndüğümde

다시 베를린으로 갔습니다.

Mesela, Baba filmine geri dönersek

대부로 돌아가서 예를 들어 볼게요.

Vücudun geri kalanından ayrıymış gibi.

다른 신체 부위들과 독립적인 것으로요.

Ama başarısız olursan geri alacağım."

하지만 점수가 나쁘면 돌려 받을 겁니다."

Tamam, artık geri dönüş yok.

이제 돌아올 수 없습니다

"Hisler gelgit gibi geri çekildiğinde,

“그 느낌이 파도처럼 멀어지면서

Dünyanın geri kalanını nasıl etkileyecek?

그것이 이 세상 다른 곳에 어떤 영향을 미칠까요?

Tüm materyaller doğaya geri dönüyor.

재료들 모두 재흡수되죠.

Dünyanın geri kalanıysa yetişmek üzere.

나머지 국가들도 그 뒤를 따르고 있었습니다.

Peki ya müvekiller geri gelseydi?

하지만 그들이 정말로 돌아온다면요?

...geri geliyor bu yeşil kaplumbağa.

‎바다거북이 돌아와서

Ve Perlman telefonuma geri döndü.

펄맨이 저에게 다시 전화했습니다.

Pozitif geri besleme döngüsü başlatır

계속해서

Geri verecek çok enerjim vardı.

‎자연에 환원할 에너지가 넘쳐 났죠

Hayatımın geri kalanında ne yapacağım?

남은 인생 동안 뭘 하지?

Bu, topun fincana geri dönmesini sağlayacak,

이 공을 컵에 되돌려 놓겠습니다.

Tesis genelinde devridaim ettirilerek geri dönüştürülen

정확한 영양분 방식을 사용한다는 것입니다.

Elim şişer ve acı geri dönerdi.

손이 부어오르면서 통증이 다시 느껴져요

Geri dönüp bunun yerine ipuçları arayalım.

돌아가서 나무에 오르는 대신 단서를 찾아보도록 하죠

Ve değerli geri bildirimler elde ettim.

아주 값진 조언도 받았어요.

Israfın azaltılması ve değerininin geri kazanılması;

폐기물 감소와 그 가치의 재발견,

Daha sert bir şekilde geri püskürtür.

'과학스럽게 들리는' 미신 이야기를 똑같이 반복하면서 말이죠.

Ayrıca genellikle bir adım geri çekilip

하지만 그 후에 자신이 만든 이미지를

Harika değilse eğlence moduna geri dönerek

만약 그렇지 않았다면 광대 모드로 전환한 후

Prusya Ordusu geri çekilir; ancak dağılmaz.

프로이센 군대가 후퇴하지만, 완전히 깨진 건 아니었다.

...aydınlık da o şekilde geri gelir.

‎이젠 빛이 돌아옵니다

Geri kalanı Avrupa'daki müttefik devletlerden geldi.

나머지는 유럽 전역의 연합국에서 온 병력들로 채워졌다.

Bir saniyeden az sürede geri sarıyor.

‎눈 깜짝할 사이에 ‎팔을 말아 올렸어요

Masayı sahne ortasına getirip malzemeleri geri alıyorum.

이제 이 테이블을 중앙으로 옮기고 소품을 회수하겠습니다.

Ve sonra da fincanların altına geri atlıyorlar.

그리고는 컵 아래로 이동했네요.

Ama hayatımın geri kalanında birçok faydasını gördüm.

하지만 남은 생애 동안 그만큼의 결실이 있는 경험이었습니다.

Şu halatı hızlıca geri alıp buradan gidelim.

로프를 신속히 회수하고 여기서 벗어납시다

Şu anda geri dönüşü olmayan noktadayız. Kararlıyız!

이제 정말 못 돌아갑니다 내려갈 수밖에요!

Geri dönmeli ve o kaya sığınağı kullanmalıyız.

돌아가야 해요 바위를 피난처로 삼죠

Kendimi geri dönüşü olmadan aşağıda bulmak istemem.

저 아래로 내려갔다가 갇히면 안 되죠

Yani vücut sıcaklığımı geri kazanmam uzun sürmüyor.

그리 오래지 않아 제 심부 체온이 회복됩니다

Ve onları geri getirmenin bir formülü yok."

이를 되찾는 공식은 없어요.”

Bu dünyanın geri kalanının umrunda olmalı mı?

나머지 사람들이 그걸 걱정할까요?

Anlamak için Antik Yunanlara geri dönmemiz lazım.

고대 그리스로 한번 되돌아 가 봅시다.

Müvekillerin yüzde 99'u mahkemeye geri dönüyorlar,

중요한 건 돈이라는 편견을 깨뜨리며

Düğme mercan bu gecelik geri adım atmadı.

‎도넛산호가 오늘 밤은 ‎자리를 지켰습니다

Annesi geri gelene kadar... ...yavrular tekrar toplanmış.

‎어미가 돌아올 즈음 ‎탁아소 새끼들이 다시 모입니다

Karbon atmosfere sera gazı olarak geri dönemez.

온실가스로 대기에 돌아갈 수 없는 탄소입니다.

Geri dönüt aldıklarında, eleştirildiklerini ve işinin ehli

피드백을 받을 때 비판받는다 생각하고,

Geri dönüp medeniyeti farklı yollardan bulmaya çalışalım mı?

돌아가서 문명을 찾을 수 있는 다른 길들을 볼까요?

Bu yüzden vücut sıcaklığımı geri kazanmam uzun sürmüyor.

그리 오래지 않아 제 심부 체온이 회복됩니다

Geri tırmanmanın, o kadar da kolay olacağını sanmıyorum.

다시 올라가기가... 쉽지 않을 것 같네요

Ama geri dönüp suyu getirmek biraz zaman alacaktır.

하지만 물을 가지러 가는 데 시간이 걸릴 겁니다

Ama geri dönüp su almak çok zaman alacak.

하지만 물을 가지러 가는 데 시간이 걸릴 겁니다

Ama şu kontrol grubuna bir saniye geri döneyim.

먼저, 참여했던 대조군(對照群)에 대해서 얘기해보겠습니다.

Sosyal hizmetlere geri gittim ve müdürü görmek istedim.

복지과로 내려가서 책임자 좀 보자고 했죠.

Geri kalan zamanda tek bir soru üzerinde durduk:

남은 시간 동안 이 얘기에만 매달렸어요.

çünkü onlar nefretten arınmayı başarabilmişlerse geri kalanımız da

왜냐하면 그들이 증오감에서 해방될 수 있다면 우리도 분명히

Yollarındaki sayıca fazla Fransız kuvvetleri sadece geri çekilin.

그들의 경로에 있었던 프랑스군은 수적 열세로 인해 물러날 수밖에 없었다.

Ancak Barclay, kuşatmadan korkarak, başka bir geri çekilme.

그러나 바클라이는 포위를 두려워했고, 다시 후퇴를 명령했다.

Geri çekilmem gerekirse diye kolları bağlı tutmak yok.

‎제가 잡아당길까 봐 ‎팔을 뒤로 숨기지도 않았어요

Kolu yavaşça büyüdükçe, öz güvenini de geri kazandı.

‎팔이 서서히 자라나면서 ‎문어는 자신감을 되찾았죠

Ama bekleyin, R-sıfır (bulaşma) sayılarına geri dönelim.

잠시, 다시 기초 감염 재생산수로 돌아가 봅시다.

Fakat geri döndüm, hala buradayım ve hayatımı yaşıyorum.

결론은 제가 돌아왔다는 거에요! 다시 제 삶을 되찾았죠!

Bu ikisi az önceki gibi ileri ve geri gidiyor,

여기 두 개는 아까와 같이 왔다갔다 합니다.

Sadece dünyanın geri kalanının değişmesi ve uyum sağlaması gerek.

다른 국가들이 변화하고 적응하면 된다' 라는 것이었습니다.

Napolyon sonunda ordunun geri kalanı kadar kötü durumda olmayan

여기서 나폴레옹은 어쨌든 폴로츠크에서 후퇴하는, 본대만큼은 고통을 받진 않은

Ve çok daha az iş yeri geri dönmüş olacak.

그리고 다시 돌아올 일자리는 훨씬 적을 것입니다.

Ne kadar çok katılırsan, o kadar çok geri alırsın.

많이 참여하실 수록 더 많은 것을 얻을 수 있습니다

Ve garip bir şekilde eğlenceli olarak ileri ve geri gidiyor

단조롭지만 이상하게 재밌어요.

Şimdi soğuk, ıslak ve tehlikeli araziye geri dönme zamanım geldi.

이제 돌아가야 합니다 저 춥고, 축축하고 위험한 지형으로요

Bebeği geri verdiği zaman ebeveyinlik ile ilgili sorular sormaya başladı.

그는 아기를 돌려주고 육아에 대한 물어보기 시작했어요.

Ama bir noktadan sonra, fokların geri kalanları da beslenmek zorunda.

‎그러나 물개들도 ‎배를 채우긴 채워야 합니다

Ney dahice geri çekilme ve savaşma stratejisi uyguladı ve kaçtı

네는 휼륭하게 싸우며 철수했고, 전장을 빠져나갔다.

Ruslar geri çekilirken Friant'ın piyadesi Semënovskaya köyüne doğru yol aldılar.

러시아군이 철수함에 따라 프리앙의 보병대는 세묘놉스카야 마을로 밀고 들어왔다.

Doğadan o kadar çok şey almıştım ki artık geri verebiliyordum.

‎저는 자연에서 많은 걸 받았기에 ‎베풀 수 있었어요

Gerekli olan havalı, ufak bir dokunuş topun geri atlaması için yeterli

그저 약간 화려하게 두드리면 공은 돌아가 있어요.

Ama topu geri vazoya doğru şekilde koyma yeteneğine aslında sahip değiliz.

공을 다시 항아리에 넣는 능력은 정말 없거든요.

Ağaç kabuğu daha iyi bir seçim olurdu. Geri dönmemiz lazım, hadi.

자작나무 껍질이 더 나은 선택이었을 거예요 돌아가야 합니다, 가시죠

Kazalım mı? Yoksa geri dönüp suyu aldıktan sonra çıkartmayı mı deneyeyim?

자, 파헤칠까요? 아니면 돌아가서 물을 가져다 제 발로 나오게 할까요?

Geçirdiği kazadan uzun yıllar sonra bazı hareket ve duyguları geri döndü.

사고 발생 수년후 어느 정도 운동 능력과 신체 감각을 회복했습니다.