Translation of "çarptığını" in English

0.003 sec.

Examples of using "çarptığını" in a sentence and their english translations:

Kapıların çarptığını duyabiliyorum.

I could hear doors slamming.

Kalbimin hızla çarptığını hissettim.

I felt my heart beating rapidly.

Ön kapının çarptığını duydum.

I heard the front door slam.

Tom kapının çarptığını duydu.

Tom heard the door slam.

Kalbimin şiddetle çarptığını hissettim

I felt my heart beat violently.

Birinin kapıyı çarptığını duydum.

- I heard someone slam the door.
- I heard somebody slam the door.

O, kalbinin hızlı çarptığını hissetti.

She felt her heart beat quickly.

Onun kalbinin hızlı çarptığını hissettim.

She felt her heart beating fast.

Tom'un uçağının nereye çarptığını öğrendim.

I found out where Tom's airplane crashed.

Arabanın bir adama çarptığını gördüm.

I saw the car hit a man.

Ben uçağın binaya çarptığını gördüm.

I saw the plane hit the building.

Tom ön kapının çarptığını duydu.

Tom heard the front door slam.

Tom, kalbinin daha hızlı çarptığını hissetti.

Tom felt his heart beat faster.

Tom Mary'nin arabasına kimin çarptığını biliyor.

Tom knows who crashed into Mary's car.

Tom ona neyin çarptığını hiç bilmiyordu.

Tom never knew what hit him.

Ellerimin titrediğini ve kalbimin hızlıca çarptığını hissediyordum.

I felt my hands shaking and my heart beating fast.

Tom ona neyin çarptığını muhtemelen hiç bilmiyordu.

Tom probably never knew what hit him.

Tom Mary'nin arabasına kimin çarptığını gördüğünü söylüyor.

Tom says he saw who crashed into Mary's car.

- Tom ona neyin çarptığını bilmeyecek.
- Tom neye uğradığını şaşıracak.

Tom won't know what hit him.

- Tom kendine neyin çarptığını bilmiyordu.
- Tom neye uğradığını şaşırmıştı.

Tom didn't know what hit him.

- Tom bir kapı çarpması duydu.
- Tom bir kapının çarptığını duydu.

Tom heard a door slam.