Translation of "Ölüler" in English

Ölüler hakkında kötü konuşma.

Don't speak ill of the dead.

Savaşın sonunu yalnızca ölüler görür.

Only the dead have seen the end of war.

Sadece ölüler ve deliler fikir değiştirmez.

Only fools and dead men don't change their minds.

İslamiyet'e göre ölüler gömüldükten bir süre sonra

According to Islam, some time after the dead were buried

Sadece aptallar ve ölüler asla fikirlerini değiştirmez.

Only the fools and the dead never change their minds.

Ölüler ve yaralılar yakında her yerde yatıyordu.

The dead and wounded soon lay everywhere.

Ölüler dans etmedi. Onların ondan daha iyi yapacak bir şeyleri vardı.

The dead did not dance. They had something better to do than that.

Ölüler gitti, onlar kendilerini savunamazlar. Yapılacak en iyi şey onları rahat bırakmaktır!

The dead are gone and they cannot defend themselves. The best thing to do is to leave them in peace!

Ölüm iki şeyden biridir.O ya ölümlülüktür, ve ölüler herhangi bir şeyin bilincinde değildir; ya da bize söylenildiği gibi, gerçekten bir değişikliktir: ruhun bu yerden ötekine göç etmesidir.

Death is one of two things. Either it is annihilation, and the dead have no consciousness of anything; or, as we are told, it is really a change: a migration of the soul from this place to another.