Translation of "Çalışmak" in English

Çalışmak, sıkı çalışmak,

It is work, it is beautifully hard work

Çalışmak zorundayım.

I have to work.

Çalışmak istemiyorum.

- I don't want to work.
- I do not want to work.

Çalışmak zorundaydım.

I had to work.

Çalışmak zorundasın.

- You must work.
- You have to work.

Çalışmak zorunda.

It must work.

Çalışmak ibadettir.

To work is to pray.

Çalışmak istedim.

I wanted to work.

Tom Fransızca çalışmak istemiyor fakat çalışmak zorunda.

Tom doesn't want to study French, but he has to.

- Kimse çalışmak istemiyor.
- Hiç kimse çalışmak istemiyor.

Nobody wants to work.

Birlikte çalışmak zorundayız,

We have to work together,

Görüntü yakalamaya çalışmak...

and trying to capture, it was...

Konuyu çalışmak zorundayız.

We have to study the matter.

Sizinle çalışmak istiyoruz.

- We would love to work with you.
- We'd love to work with you.

Çalışmak zorunda mıyım?

Do I have to study?

Bugün çalışmak istemiyorum.

I don't want to work today.

Canım çalışmak istemiyor.

- I don't feel like studying.
- I don't feel like working.

Arapça çalışmak istiyorum.

I would like to study Arabic.

Kotla çalışmak kolaydır.

- It is easy to work in jeans.
- It's easy to work in jeans.

Almanca çalışmak istemiyorum.

I don't want to study German.

Tom'la çalışmak istiyorum.

- I'd like to work with Tom.
- I want to work with Tom.

Tom çalışmak istiyor.

Tom wants to work.

Burada çalışmak istiyorum.

I want to work here.

Boston'da çalışmak istemiyorum.

I don't want a job in Boston.

Bugün çalışmak zorundayım.

Today I have to study.

Burada çalışmak istemiyorum.

I don't want to work here.

Sizinle çalışmak zor.

- You're difficult to work with.
- It's difficult to work with you.

Neden çalışmak zorundayım?

Why do I have to work?

Şimdi çalışmak zorundayız.

We have to work now.

Sizinle çalışmak güzeldi.

It was good working with you.

Matematik çalışmak zorundayım.

I have to study mathematics.

Sürekli çalışmak zorundayım.

I have to study all the time.

Seninle çalışmak istiyorum.

I want to work with you.

Fransızca çalışmak istemiyorum.

I don't want to study French.

Fransızca çalışmak istiyorum.

I'd like to study French.

Boston'da çalışmak istiyorum.

I want to work in Boston.

Hastanede çalışmak isterim.

- I want to work at a hospital.
- I'd like to work at a hospital.
- I want to work in a hospital.

Japonca çalışmak zorundayım.

I have to study Japanese.

Birlikte çalışmak zorundasınız.

You've got to work together.

Uçak çalışmak üzere.

The plane is just about to start.

İyi çalışmak zorundayım.

I must study well.

Kimse çalışmak istemez.

- Nobody wants to work.
- No one wants to work.

Biz çalışmak zorundayız.

We have to study.

Biz çalışmak istiyoruz.

We want to work.

Burada çalışmak harika.

It's great working here.

Tom'la çalışmak keyiflidir.

Tom is pleasant to work with.

Tom'la çalışmak eğlenceli.

Tom is fun to work with.

Hastanede çalışmak istemezdim.

I wouldn't like to work in a hospital.

Bazılarımız çalışmak zorunda.

Some of us have to work.

Ne çalışmak istiyorsun?

What do you want to study?

İngilizce çalışmak zorundaydım.

I had to study English.

Nerede çalışmak istersin?

Where do you want to work?

Şimdi çalışmak zorundayım.

I have to study now.

Ben çalışmak istiyorum.

I want to work.

Üzgünüm, çalışmak zorundayım.

Sorry, I have to study.

Tom'la çalışmak istemezdim.

I wouldn't want to work with Tom.

Burada çalışmak istemezdim.

I wouldn't want to work here.

Kafeteryada çalışmak istiyorum.

I'd like to work at the cafeteria.

Çalışmak zorunda değilsin.

You don't have to study.

Sıkı çalışmak zorundasın.

You have to work hard.

Çalışmak özgür kılar.

- Work makes free.
- Work liberates.

Kim çalışmak istemiyor?

Who doesn't want to work?

Çok çalışmak istedim.

I wanted to work hard.

Tom'la çalışmak harikaydı.

It was great working with Tom.

Tom'la çalışmak nasıldı?

What was it like working with Tom?

Sıkı çalışmak zorundayım.

I have to study hard.

Tom'la çalışmak istemiyorum.

I don't want to work with Tom.

Canım çalışmak istemedi.

I didn't feel like studying.

Tom çalışmak istemiyor.

Tom doesn't want to work.

Tom çalışmak istemedi.

Tom didn't want to work.

Tom çalışmak istiyordu.

Tom wanted to work.

Hastanede çalışmak istemiyorum.

I don't want to work in a hospital.

Yarın çalışmak istemiyorum.

I don't want to work tomorrow.

Dışarıda çalışmak istemiyorum.

I don't want to work outside.

Pazartesi çalışmak zorundayım.

I have to work on Monday.

Almanya'da çalışmak isterim.

I would like to work in Germany.

Beraber çalışmak zorundasın.

You have to work together.